İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Devlet mi demokrasi mi?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

15 Temmuzla ilgili bir dolu etkinliklerin yapılacağı günlerde yeni bir tartışma ya da polemik yaratmak değil amacım.

Ve hatta daha anlaşılır olsun diye; Sosyal Devlet mi, Sosyal Yardım mı? diye de sorabiliriz.

Aslında asıl üzerinde durulması gereken kavram da “Demokratik Cumhuriyet” olması gerekir.

Şimdi çok fazla kafaları karıştırmadan konuya girelim isterseniz.

Görünen o ki, ne kadar erken olacağını henüz kestiremediğimiz bir erken seçim kaçınılmaz.

Her seçim öncesinde de mutlaka bir yeni anayasa tartışması başlar.

Bilindiği üzere bizim gibi ülkelerde anayasaların “değiştirilemez maddeleri” vardır.

Kimi maddelerin değiştirilmesi toplumun geleneksel yapısı, sosyal ve kültür düzeyiyle ilgili olarak isteseniz de gerçekleşmez. Ama bunu bir anayasa maddesi olarak koymak niye?

Doğrusu ben bunu anlayabilmiş değilim.

Örneğin “Devletin yönetim biçimi cumhuriyettir” kuralı, değiştirilmesi düşünülemez bile denilerek hükme bağlanmış.

Değiştirilmesinin önünde anayasal engeller olabilir.

Ama bunun değiştirilebileceği fikrini düşünmeniz bile yasak.

Oysa hazırlanan bir dolu yeni anayasa taslağında bu maddenin “demokratik cumhuriyet” olarak değiştirilmesi öngörüldü.

Dünyada her değişiklik ihtiyaçtan doğar.

Devletin adı, başkenti, bayrağı gibi temel kavramları değiştirme ihtiyacı hiç kimsenin aklında bile yok iken “Anayasanın değiştirilemez maddeleri” diye hemen savunmaya geçmenin ne anlamı var?

Kaldı ki Cumhuriyet, yönetimde tek bir egemenin olmadığı bir devlet yönetim biçimidir.

Yalnızca Cumhuriyet derseniz, ucu açık bir kavram olur.

Çünkü; mollaların hakim olduğu İran da bir cumhuriyettir.

Başkanlık sisteminin uygulandığı ABD de bir cumhuriyet, yarı başkanlık sistemiyle yönetilen Fransa da cumhuriyet ve hatta meşruti monarşiyle yönetilen, yani tepede bir kral ailesinin bulunduğu İngiltere, Hollanda, İsveç ve İspanya da cumhuriyettir.

O zaman Cumhuriyet tek başına bir anlam ifade etmiyor.

Cumhuriyet halka sunulan bir yönetim biçimidir

Oysa demokrasi; halkın mücadeleyle kazandığı bir halk yönetimidir.

Mücadeleyle kazanılmayan bir hak, gün gelir verenler tarafından geri alınabilir.

Bunu ülkemiz siyasi tarihinde sıkça gördük.

27 Mayıs darbesi sonrası işçi ve emekçilere verilen kimi hak ve özgürlükler, 12 Mart ve ardından 12 Eylül de yine veren egemen güçler tarafından geri alındı.

Yani demem o ki; asıl olan demokrasidir.

Demokrasi olmadan yukarıdan dayatılan rejimlerin adı ne olursa olsun halkı mutlu etmez.

Bugün Türkiye de gerçek anlamda bir demokrasinin varlığından söz edebilir miyiz?

Cumhuriyetin temel değerleri dediğimiz kavramlar demokratik bir yönetim olmadan yalnızca kağıt üzerinde kalır.

Gerek toplumun bu değerleri içselleştirmesi, gerekse yönetenlerin demokrasi kültürünü benimsemesi halinde ancak cumhuriyet bir anlam kazanır.

Ufukta bir erken genel seçimin göründüğü ülkemizde bu konular kıyasıya tartışılacak, gündemi uzun süre meşgul edecektir.

Kin ve nefret içermeyen, kişilik haklarına saldırı özelliği taşımayan, devletin birlik ve bütünlüğüne yönelik tehdit, tehlike içermeyen her fikir konuşulabilmeli, üzerinde tartışılabilmelidir.

Aksi halde rejimin adı cumhuriyet de olsa o ülkede demokrasiden söz etmek mümkün değildir.

Demokrasi, insanları devlete karşı korur. Devleti insanlardan değil.

Bu durumda devleti önceleyen, demokrasiyi geri plana iten bir anlayışı kabul etmek mümkün değildir.

Kimi akademisyen ve siyasetçilerin “cumhuriyetle demokrasi aynı şeylerdir” türünden zorlama yorumlarına artık kimse inanmıyor.

İnsanoğlu tarihin her döneminde hak, özgürlük ve adalet istemiştir.

Hak ve özgürlüklerin kesintisiz, her yurttaş için eşit kullanılacağı, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir beklentimiz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...