İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Sorarım!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Hintliye sormuşlar dünya nerede ve dönüyor mu?

Valla biz öküzün boynuzları üstünde biliyoruz şimdi nerede bilmiyoruz.

Hıristiyanlığın başkenti Vatikan’da “Papa”ya sormuşlar, ‘evrenin merkezi neresi, biz mi ya da onlar mı dönüyor?’

“Papa” da emrimde askerlerim, önümde diz çöken devlet başkanları ve krallar/kraliçeler kısaca bana ibadet eden ve emrimi uygulayan varsa yeniden “engizisyon mahkemeleri” kurar “haçlı seferleri yaparım”,demiş.

16 ve 17 yüz yıllarda Avrupa da ki hıristiyanlar yahudi katliamı yapıyordu. 19 yüz yılın sonu ve 20. yüz yılın başında yine katliamlarını arttırdı. Özellikle Hitler Almanya’sında, ona sormuşlar “Hıristiyanların peygamberi İsa, sevgili anası ve havarileri yahudi değil mi”ydi?

Avrupalıları Avrupalı yapan ortak tarihleri, dilleri ve gelenek görenekleri mi?

Bugün Avrupalıları bir birine bağlayan ortak dinleri. Ortak dinleri önemli üç mezhebe ayrıldı. Yine de kendilerinden olmayanı yani ortak dinden olmayanı hep dışlamaktadır.

İşte Avrupa Birliği!

A.B.D.’de musevi ve hıristiyanlar “evangelist” adıyla yeni bir oluşum içindeler. Evangelistler A.B.D. nin ekonomi ve politikasında önemli bir yerleri var. Bunlar şeytanı “Müslüman” ve şeytanın askerlerini de “Türkleri” göstermekte. Ülkemizin bazı seçilmişleri, atanmışları ve önemli kapitali elinde bulunduranlar bu şahıslarla birlikte yemek yemekte ve onlardan yardım istemektedir. Sorarım Müslümanları şeytan, Türkleri şeytanın askeri olarak açıkça belirtenlerle neden görüşürler, yoksa “onlarla” ne gibi bir ortak birliktelikleri var?

Bir ulusu diğerlerinden ayıran dil, gelenek ve kültürel farklılıktır. Bir ulusu yok etmek ya da asimile etmek istiyorsan konuşma dilini bozacak ve geleneklerini yok edeceksin. Bunun için iki yol var biri ekonomik/maddi diğeri sosyal/manevidir. Türklerin tarihine bakarken Yusuf Has Hacib’ in “Kutadgu Bilig” adlı eserine bakılmalı. “Devlet silahla kurulur, ancak kalem ve yasayla yönetilir” der. Türkler iyi asker olduklarından dün Çin’de, Roma’da, Bizans’ta orduların hatta özel kuvvetlerin komutanıydılar. Sorarım kendi devletlerinin yönetiminde kimler? (1)

İnsanı kurban etmek bozkır kültürünün değil, ziraat kültürünün belirtisidir. Türk tarihçileri ve özellikle W.Eberhard “Türklerde böyle bir âdetin olmadığını ve hatta kendi hâkimiyeti altına bulunan bazı kavimlere de bunu yasak ettiğini” belirtir. Aslında insanın kurban edilmesi Sami ve komşu kavimlerinde önem taşıyordu. Sorarım bu kültür anlayışı Türklere nereden geldi?

İkinci Abdülhamit Buhari’nin “Hadisleriyle” ,İbn-i Haldun’un “Mukaddime” sini Osmanlı diline çevirtmiş ve çoğaltıp yaymıştır. Fakat bu kitapların içinde “Halifelik ilk dönemde seçimle belirlendiği, sonrakilerin ise kılıç gücüyle kendilerini Halife saydıkları, bunların “gerçek halife” olmayıp suni (sözde) halife” oldukları yolunda bilgileri bulunduğunu öğrenir öğrenmez bu kitapları yasaklamış.(2)Sorarım o dönemde “Sahabiler” gibi Osmanlının kullarının(!) da halifeyi seçme hakları bulunduğunu bilmesi gerekmiyor muydu?

Halifelik Yavuz Selim ile Osmanlıya geçiyor. Kanuni’ den itibaren Osmanlı yönetimi Halifelik’e o kadar önem vermiyor. Padişahlar halife sıfatını “sultan”ın başında pek o kadar kullanmıyor. Fakat 18.yüz yıl da Kırım’ın kaybedildiği dönem de Halifeliğe önem veriliyor. Bu düşünceyi Fransız ve İsveç elçilikleri aracılığı ile öğrenirler.(3)Sorarım bunca yıldan sonra neden halifelik fikrinden yararlanmayı Osmanlıya İkinci Abdülhamit’e öğretirler ve “Saray” çevresi buna dört ele sarılır?

Evet, uzattığımın farkındayım, Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig’de “iki tür insana insan derler: biri öğrenen diğeri öğreten. Sen hangisisin? İkisinden biri ol, üçüncüsünden sakın! Henüz öğrenmediysen bilgi öğren, ibadete sonra” der .(4)

Yeni bir yıla girerken herkese sağlıklı, huzurlu, temel hak ve özgürlüklerin olduğu bir yaşam diliyorum.

Not:

(1) Türklerin Tarihi J.P. Rous, Kabalcı Yay.2007,Prof. Dr.A.Kazancıgil/L.A.

Özcan,s.286)

(2) C.Özakıncı,Dolmakalem Savaşları,Otopsi Yay.,2003,s.318

(3) A.g.e. s.334

(4) Y.H.Hacib, Kutadgu Bilig,Alkım Yay.2006,H. Prof.H.Develi,s.94

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...