İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Yeni yılla birlikte zamlar yağmur gibi geliyor

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Koronovirüs, aşı, kadın cinayetleri, bütçe görüşmeleri, sözde reform gibi konuların oluşturduğu gündemin gölgesinde kaldı “asgari ücret” tartışmaları.

Adı üzerinde en az ödenmesi gereken ücret olması gereken asgari ücret ne yazık ki ülkemizde çalışanlar için ortalama ücret haline geldi.

Uzmanların ve ekonomik kuruluşların ortaya koyduğu “açlık sınırının” bile altında kalan asgari ücret daha uygulamaya konmadan, elektrik, doğalgaz, benzin, köprü ve otoyol ücretlerinden başlayarak zamlar açıklanmaya başlandı.

Enflasyon oranına bağlı yapıldığı iddia edilen ücret zammı, bırakın bir yılı, ilk üç ayda görünmeyen ya da dolaylı zamlarla uçup gideceğe benzer.

Aileden ve çalışma yaşamından sorumlu bakan” bu ülkede yoksulluk yoktur”, iktidar milletvekili “kuru ekmek yiyebiliyorlarsa açlık yoktur” diyebiliyorsa yapılan bu zamları yadırgamamak gerekiyor.

Kamuda çalışan işçiler bu gülünç zamla avuna dursun, asıl sorun yanlarında milyonlarca işçi istihdam ederken salgın ve buna bağlı tedbirler nedeniyle işletmelerini kapatma noktasına gelen esnaf daha zor durumda.

Bir yanıyla iş yapamadıkları için ya çalışan sayısını eksiltmek ya da tamamen işletmesini kapatmak zorunda kaldığı için hem kendisi ve ailesi, hem de yanında çalıştırdığı işçiler, evine ekmek götüremez duruma düşen esnafın durumu içler acısı.

Yeni yılın ilk günü karamsar konulara girmek istemezdim ama hayatın gerçeğini görmezden gelemiyorsunuz.

İktidar için söyleyecek pek bir şey yok.

Onlar artık yönetemez hale geldikleri ülkede iktidarlarını biraz daha uzatmak için her yola başvuruyorlar.

Peki! Muhalefet ne yapıyor?

Toplumun büyük çoğunluğunun beklentilerine cevap verecek projeler, politikalar geliştirmek yerine iktidarın kurduğu tuzaklarda gereksiz polemik ve tartışmalarla enerjilerini tüketiyorlar.

Gündem belirlemek yerine Cumhur ittifakı tarafından oluşturulan yapay gündemin peşine takılıp, bu iktidara koz üstüne koz veriyorlar.

İyi Parti kendi içerisindeki Truva atlarının yarattığı travmayla uğraşırken CHP nedendir bilinmez kendi içerisinde organize olamadığı gibi kimi zaman gereksiz açıklamalar ve söylemlerle sürekli bir savunma halinde.

Son örnek; CHP li eski Bakan ve Milletvekili Fikri Sağlar’ın artık gündemden düşen başörtüsü konusuna yönelik yaptığı zamansız açıklama.

Daha önceki örneklerde olduğu gibi şimdi sorsanız “ben o anlamda söylemedim, çarpıtılıyor” şeklinde bir savunma yapacaktır kuşkusuz.

Hangi anlamda söylersen söyle, bunun yaratacağı olumsuz algıları, kafa karışıklıklarını kestiremeyecek kadar acemi bir politikacı değilsin ki!

Ali Mahir Başarır da yaratılan fırtınaya gerekçe olabilecek anlamda söylememişti kuşkusuz.

Ama karşınızda, zor duruma düşmüş, düşüşe geçmiş, batan ve battıkça da saldırgan bir tutum sergileyen iktidara mecbur bir yönetim var iken atacağınız her adıma, söyleyeceğiniz her söze dikkat etmek zorundasınız.

Öyle sanıyorum yeni yılla birlikte Millet ittifakının kendini yeniden gözden geçirmesi, yeni bir mücadele perspektifi oluşturması, bir yol haritası belirlemesi gerekiyor.

Çok geniş kitlelerin, işçi ve emekçi kesimlerin, köylülerin, çiftçilerin, esnafın, emeklilerin gelecek umudunu yok etme lüksünüz yok.

Artık bırakın parti içi iktidar olmak için kısır çekişmeleri, kişisel öne çıkma çabalarını; size inanmak, desteklemek isteyen emek ve demokrasiden, barıştan yana olan toplumsal muhalefeti örgütlemek için çalışın.

Ekonomik ve sosyal sorunların çığ gibi büyüdüğü, hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, demokratik kurum ve kuruluşların devre dışı bırakıldığı,

Yargıya ve hukuk sistemine güvenin kalmadığı bir ülkenin gündemini kısır tartışmalarınıza, egolarınıza, kişisel çıkar ve beklentilerinize malzeme etmeyin.

Bir günde üç kadın cinayetinin yaşandığı, salgın yüzünden yüzlerce yurttaşımızın yaşamını yitirdiği bir ülkede yaşadığımızı unutmayın.

Muhalefeti iktidarın yönlendirmesine izin vermeyin.

Asgari ücrete zam yaptık diyerek, kaşıkla verip, kepçeyle geri alan bu iktidar hesap vermemek adına iktidarda kalmaya mecbur hissediyor kendini, tamam da;

Bu ülkenin her şeyin en iyisine, en güzeline layık onurlu, güzel insanları bu iktidara mecbur değil ki!

Ülkemizde demokrasi, hak ve özgürlüklerin yerleştirilebilmesi,

Barış içinde bir arada yaşayabilme koşul ve ortamının oluşturulması için toplumun tüm kesimlerine yönelik bir demokrasi ittifakının gerçekleştirilmesinin tam zamanıdır.

Cumhur ittifakına karşı Millet ittifakı değil, barış ve demokrasiden yana; emek ve insan odaklı, kimseyi ötelemeyen bir güç birliğine ihtiyaç vardır.

Barışın, sevginin egemen olduğu, sağlık ve huzur içinde bir yıl umuduyla...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...