İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İDAM İÇİN REFERANDUM YAPILSIN!

YAYINLAMA:

38 yaşındaydı Emine Bulut…

İnsanlıktan nasibini almamış eski eşi tarafından 10 yaşındaki çocuklarının gözü önünde canice katledildi.

"Ben ölmek istemiyorum" diyordu çaresizce, küçük kızı ise “Anne lütfen ölme" diyerek ağlıyordu.

Bu sözler günlerdir zihnimizde tekrarlanıp duruyor. Yüreğimiz acı çekiyor.

35 yaşındaki Emine Nuyan da Ağrı Sığınma Evi'nde kalıyordu.

Eşi Özkan Nuyan “gel boşanalım” diyerek yanına çağırdı. Bu ruhsuz adama inanmasını canı ile ödedi.

Katil kocanın silahından çıkan 2 mermi başına isabet eden Emine Nuyan da hayata tutunamadı.

37 yaşındaki Tuba Erkol ise kocası Bekir Erkol tarafından 3 çocuğunun gözleri önünde 20 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.

Hepsi birbirinden acı bir son!

Her kadın cinayeti işlendiğinde ya da vahşi bir tecavüz olayı gerçekleştiğinde katil ve sapıklar için idam cezası talep ediliyor.

Özellikle 15 Temmuz’dan sonra da teröristler için idam talebi dillendirilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce “idam için de referandum yapabiliriz” demişti.

Erdoğan, Emine Bulut cinayetinden sonra da parlamentodan çıkması durumunda yasayı onaylayacağını ifade etti.

Öyle ya katliam yapan bedelini aynen ödemeli.

Bakara Suresi 179’uncu ayette “Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri, umulur ki sakınırsınız.” buyuruyor.

Bazıları idam insanlık suçu dese de onu en çok canı yanan ailelere sormak gerekir.

Tabi bir de olayın AB yönü var.

Türkiye, 1954 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) imza atmış, sözleşmenin barış zamanında idam cezasının kaldırılmasını öngören 6. Protokolü'nü ise 2003 tarihinde imzalamıştı.

Ardından Avrupa Birliği'yle yapılan üyelik müzakereleri çerçevesinde gerekli görülen reformlar kapsamında 2004 yılında idam cezasını anayasadan tamamen çıkarmıştı.

AB, Türkiye’de idam cezasının getirilmesine karşı çıkıyor ve idam cezası olan bir ülkenin AB'ye üye olamayacağını söylüyor.

27 Mart 2019’da yapılan 7. İdam Cezasına Karşı Dünya Kongresi’nde insan hayatının değerine vurgu yapılmış, “Avrupa Birliği'nde biz, Avrupalılar, dünyada idam cezasının olmadığı en büyük alan olmaktan da gurur duyuyoruz.” denilmişti.

Ama suçluları koruyan bu mantık acımasızca katledilenlerin yaşama hakkından hiç söz etmemişti.

Türkiye’de AB’ye rağmen kadın cinayetleri, tecavüzcüler ve teröristleri kapsayan bir idam cezası gelir mi bilinmez ama halkın büyük bir çoğunluğu bu konuda uzlaşmış gözüküyor.

Konu meclise gelirse muhalefet destek verir mi? Bu da ayrı bir konu!

Geçtiğimiz yıl CHP ve HDP böylesi bir yasa değişikliğine destek vermeyeceklerini açıklamıştı.

Emine Bulut'un ailesine taziyeye giden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise kadına şiddet konusunda idam cezası teklifinin gelmesi durumunda destekleyeceklerini söyledi.

Sonuçta herkes bilmelidir ki insan hayatına gereken önem verilmez, katil gereken cezayı almazsa ne yazık ki bu tür cinayetleri işlemeye devam edenler çıkacaktır.

Oysaki katil bir cana kıydığında kendinin de öleceğini bilirse burada mutlaka bir caydırıcılık söz konusu olacaktır.

O nedenle idam cezası konusu bu kez rafa kaldırılmamalıdır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...