İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Alamut Kalesi Haşhaşiyyun Cenneti

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Geçmişte yaşanmış birçok tarihi olayları doğru bir şekilde okuyup, analiz edebilirsek işte o zaman geçmiş geleceğe ışık olur ve fayda sağlar. İnsanoğlunun yeryüzüne geldiği günden bugüne inanç ve dini değerler her dönem farklı şahsiyetler, dönemler ve yönetimler tarafından kullanılmış, kullanılmaya devam ediyor...

Konumuza dönecek olursak 11. Yüzyıl İranında Alamut Kalesi, Hasan Sabbah’ın kurduğu Haşhaşiler örgütünü kullanarak dünyaya hükmetmeye kalkmış, kendini peygamber olarak tanıtarak bir çok taraftar kazanmış, fedailerine cenneti vaadetmiş birisidir.

Alamut kalesinde yapay bir cennet oluşturuyor ve fedailerine uyuşturucu vererek oraya gönderiyor, fedailer de gerçekten kendilerini cennette sanıp Seyduna'ya ( Hasan Sabbah) daha da inanıyorlar ve her istediğini gözleri kapalı yerine getiriyorlar. Ölsek bile nasıl olsa cennete gideceğiz diye kendilerini öldürmekten bile çekinmiyorlar.

 Alamut kalesinde kendi askerlerini eğitip yetiştiriyor ve cennetin anahtarının kendisinde olduğunu iddia edip yetiştirdiği fedaileri korkunç cinayetler işlemek üzere görevlendiriyor.

Haşhaşiler, Sabbahîler ya da Suikastçılar, Hasan bin Sabbah tarafından 1090 yılının Eylül ayında Alamut Kalesi’ni zapt ettiğinde kurulmuş olan dinî tarikat ve siyasî örgüttür.

Alamut kitabında, tarihi şahsiyetler ve olayların yanı sıra insanoğlunun yaratılışından bugüne inanç değerlerinin acımasızca istismar edilmesi gözler önüne sermektedir. Halbuki bütün inanç ve dinlerin temelinde akıl , düşünce ve sağduyu olduğu akıl sahibi her insanın idrakiyle anlaşılabilir. Bunların yanısıra devletlerin, yönetimlerin veya devletleri yıkmak, ele geçirmek isteyenlerin inanç ve dini kendi çıkarları için kullandığını, siyasallaştırdığını da bir kez daha görmüş olduk. Bilgi, eğitim ve bilinç seviyesi ne kadar düşerse fanatiklik de o ölçüde artar...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...