İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Özür bekliyorum

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Farkında olmadan arabada, trende, vapurda ya da yolda birinin ayağına basmış isem,

Komşunun bahçesinden aşırdığım çiçek ve meyvelerin sahiplerinden,

Arabayla giderken yağışlı havalarda su sıçrattıklarımdan,

Yazılarımda alıntı yaptığım ve ilham aldığım kişi ve kurumları belirtmediklerimden,

Sevgilerine umut vermiş ama yerine getiremediklerimden,

Bayramlarda yeteri kadar harçlık veremediklerimden,

Oğlumdan ve yeğenlerimden onlara yeteri kadar zaman ayıramadığımdan,

Sevdiklerim, dostlarım ve arkadaşlarımın uyarılarını can kulağı ile dinlemediğimden,

Şehirde, kırda, dağda ve denizce ezip kırdığım çiçeklerden, börttü böceklerden hâsılı tüm canlılardan,

İki bin iki yılı başında alıp yedi yıl baktıktan sonra kaybettiğim evimin çenebazı muhabbet kuşu "maviş"ten, yeteri kadar ilgilenemediğim için.

Okulda ve yaşamda haylazlık edip üzüp/kırdıklarımdan,

"Güzel insan" değerinde yaşamak için kararlı mücadelede birlikte yola çıktığım sıra arkadaşlarım, yüreğimin parçası canlarımın, benden önce hedefe varıp toprağa karışırken bedenleri onlara yetişemediğimden beni affetsinler özür dilerim!

Tüm çirkefliklerine rağmen yaşam devam etmekte.

Yüreğimin yettiği ve beynimin çalıştığı sürece devam edecek ve dik duracağım.


 

***

Kitaplar ve koca adamlar özgürsün demekte.

Özgürlük ne ola ki?

Aç ve açık kalmada, birilerinin işliklerinde çalışmaya, siperlerde ne olduğunu bilmeden ölmeye özgürsün.

Günah çıkarmaya, af dilemeye, boyun eğmeye, diz bükmeye, eğilmeye, secdeye yatmaya özgürsün.

Vergi vermeye, askere gitmeye, üç/beş yılda bir sandıklarda birilerine yetki vermeye, ülkenin topraklarının satılmasına, seni şekilden şekle sokup dalga geçilmesine özgürsün.

Senin yaşamın ve konuşma biçiminle, bedensel yapınla ti geçilmeye özgürsün.

Birilerinin küplerinin doldurulmasında insanlığa yakışmayan biçimde çalışmaya, soğuklarda üşüyüp donmaya, kimyasal silahların denenmesinde, fırınlarda yakılmaya, atışlarda hedef tahtası olmaya, işkencelerinde çarmıha gerilmeye ölmeye özgürsün.

Sen af dileme, pişmanlık ve özür dileme de özgürsün.

Fakat hakkını aramada, insan olma değerlerini talep etmede, öğrenmede özgürlüğün yok!


 


 

***

Bugünlerde birileri özgürce özür dilemeye başlamış.

Yani ben özür dileyeceğim sen dileyeceksin kim için?

Koltuklarda sırça köşklerde oturanlar için mi?

Savaşları başlatan, ayrıcalıkları yaratan, insanlarla sınırsızca hoyratça dalga geçen açlığa ve ölüme gönderenler, insanların emeklerini kullanıp, kanları ve bedenleri üzerinden inanç ve politik çıkar malzemesi yapanlar, sadakaya muhtaç bir toplum yaratanlar, seçimlerde vaat ettiklerini yerine getirmeyenler, yetmez ama evet diyenler, onlara akıl hocalığı yapanlar insanlığa özür borçlu.

Evet, "güzel insan" adına onlardan özür bekliyorum.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...