İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Le ba leb batıyor gibiydik...  

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

2001 krizinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in önüne "işime yaramıyor artık sayın başbakanım" diyerek yazar kasasını fırlatan Ahmet Çakmak bu eylemi Dolar’ın 600 liradan 1.100 liraya yükselmesi sonrası yaşadığı ekonomik sıkıntı sebebiyle yaptığını söylemişti.

Oysaki bugün çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıyaydık ama Rahmetli Ecevit hükümetini dövizdeki “kuruş” artış sebebiyle eleştiren o da yetmedi ülkeyi batırdılar çığırtkanlığı yapanların bugün o aynı dolar ve euro’yu iki katına çıkarma başarısı gösteren Akp Hükümetini alkışlıyor ve savunuyor olması çok ilginçti.

Asıl bir diğer ilginç olan şeyde Covit 19 tedbirleri kapsamında aylardır kapalı olan işletmelerden bir tanesinin bile yazar kasa fırlatmıyor olmasıydı.

Ki fırlatamazlardı da!

Çünkü Ahmet Çakmak yazar kasa eylemi Rahmetli Bülent Ecevit’e karşı yapmıştı. Yani o aynı eylem bugün Saraya karşı yapılıyor olsaydı kişinin kaderi ya Soma’da tekmelenen madenci ile aynı olurdu yada adına terörist denilirdi.

Kısacası yalanı doğruymuş gibi anlatma kabiliyetine sahip mükemmel bir siyaset ve o siyasete inanan milyonlarca insan vardı bu ülkede.

Sorgulamak yoktu!

Aynen 2014 yılından beri havada milli uçağı göremeyip sorgulayamadığı gibi. Hal böyle oluncada o havaya bakıp uçak görmeyi hayal eden toplumdan yeryüzü gerçeklerini yani Pandemi gerekçesi ile aylardır kapalı olan 700 bine yakın kahvehane esnafınının, çiftçinin, sanayicinin, emeklinin, daha mezun olmadan borçlandırılan öğrencinin, evine her ay 5 kilo et girdiği iddia edilen asgari ücretlinin, açlık sınırında yaşam mücadelesi veren 20 milyona yakın insanın, üniversitelere atanan Liyakatsiz Rektör ve Dekanlarla yok edilmeye çalışılan eğitim sistemini, çöpten yiyecek toplayan insanları veya yırtık ayakkabısı su geçirmesin diye ayağına poşet giyen çocukları görmesini beklemek hata olurdu.

Ve bu ülkede Covit 19 tedbirleri kapsamında cenaze ve düğün, nişan, sünnet düğünlerine kişi sınırlaması getiren iktidarın “ele verir talkımı kendi yutar salkımı” misali kendi koyduğu “maske, mesafe, hijyen“ kuralını kendisinin takmayıp kalabalık cenazelerde boy gösteriyor ve lebaleb dolu olan kongrelerle övünüyor olması utanç vericiydi.

Sonuç olarak bu ülkede kısıtlanan özgürlükler, çalınan yaşam hakları ve yasaklar sadece fakirler için vardı. Yani siyasetin sevdiği fakir halk Covit 19’unda gözdesi oluvermişti.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...