İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Adaletli dünya için …

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Farsça da “benden sana zarar gelmez.”

Arapça da “Selam” anlamın taşır.

Osmanlı’da “Geniş ve mamur yere geldiniz, rahat ediniz” dir.

Aynı zaman da “Günaydın “ veya “Hoş geldiniz” anlamında bir esenleşme veya selamlaşma sözüdür.

Masum, temiz bir o kadar nazik, samimi, sevecendir.

Canlılara güven veren böylesi bir kelime yoktur.

Hayvanlara yaklaşırken ürkütmemek için sesini kısarak dersin. “Benden sana zarar gelmez.” Merhaba.

Kalın, ince dudakların arasından su gibi akar, hece hece dökülür.

Kin, nefret, öfke, kıskançlık, ihanet, edepsizlik, saygısızlık içermez.

Sesim çirkin diyene dahi yakışır.

Mevsim kış ise sıcaklık, yaz ise serinlik verir.

Şarkı, Türkü, Pop, Cazz tarzında söylenir.

Gitarın tellerinden çıkıp, kulağına gelen sesin ahengiyle önünü ilikleyip, gözlerinin içine bakarak elini ona doğru uzattığın yolculuğun adıdır. Merhaba.

Farklı ülkeye gittiğinde öğrendiğin ilk kelimedir.

Beklemedik bir anda tabancadan çıkan mermi hızıyla, sevgiline sunduğun gül gibidir.

O kaç yaşında olduğuna takılmaz. Hangi milletten olduğun, ne iş yaptığın önemsizdir. ‘Merhaba’ demiş olman yeterlidir.

Sosyalleşmenin olmadığı günlerde, yıllarca cisim olarak varlığını bildiğin komşun ile o günlerde tanışıp yakınlaşmaya vesile olan sıcaklıktır.

Ayrılık veya yol ayrımı değil, yolun kesiştiğidir.

Topraklarını savunmak için girdiğin savaştaki haykırıştır.

Namusunu korumak için göğsünü siper etmendir.

Güneşin doğduğu, yıldızların geceyi aydınlattığı hoş sedadır.

İlk öpüşmenin dayanılmaz isteğiyle kavuştuğun heyecan, seni seviyorumun bir başka tanımıdır.

Mahpusluğa son verip, özgürlüğe açtığın kapıdır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Efendiler, biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil; bilakis bu tip yapılar, din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil, yüz yıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz göreceksiniz ki; bazı kişiler, bazı cemaatlerle bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde birbirine düşeceklerdir.” Dediğidir Merhaba…

Geç kalmak yerine, zamanında olman gereken yerde olmaktır.

Yaşamaya dair hedeflediğin yolda yürümektir.

Merhaba “Herkesin hizmetine mahsustur.” Kiralanamaz, satılmaz.

Kira artışlarına isyan eden yurttaşın, yurtsuz öğrencilerin çığlıdır.

Geçmişin olumsuzluklarını geride bırakıp, önüne bakmak için attığın adımdır.

Başlangıçlara yelken açmaktır.

İyi günde, kötü günde bir ömür geçirmek için andındır.

Yoldaş olmanın devrimci adıdır. Merhaba

Bebeğin hayata tutunmak için attığı ilk adımdır.

SMA’lı bebeğin kilo almaya başladığında güldüğü tombik yanağındaki gamzedir.

Traktörü haciz edilmeyen çiftçinin, mahsulünü sattığındaki mutluluktur.

Torunlarına kavuşan Münevver teyzenin mutluluk şarkısı, Erdem amcanın torununa harçlık verdiğinde aldığı keyiftir.

İftira atarak, yandaş bulmak, kendini kanıtlamanın peşinde olmak değil, öğretici olup, insanları doğru yola sevk etmenin ünlem halidir.

Papatya falındaki son yaprağın “seviyor” çıkmasıdır.

Namaza başlamanın niyeti olduğu gibi Allah’a yakarıştır.

Merhaba, İnanmanın, güvenmenin, sırdaş olabilmenin yüklemidir.

Esnafın, siftah yapmayan komşusuna, kendisine gelen müşteriyi ” Siftahımı yaptım, komşum yapmadı. Ondan alınız” diyebilmektir.

Ölmüşlerinin ruhuna okuduğun Fatiha’nın elifi, korkma diyerek sevdiğine uzattığın zeytin dalıdır.

Bilime, ilime inanmaktır.

El ele tutuşarak O’na biat etmektir.

İnancın dayanılmaz hafifliğine erişmektir.

Uçak filolarınla gururlanarak şahlanmaktır.

Bebeğini kucağına alan annenin yüzündeki mutluluktur.

Annenin evladına, edebi, saygıyı anlatmanın formülüdür.

Eşini işine uğrularken arkasından bakabilmektir.

Çalmadan, iftira atmadan, haysiyetle yaşamak, kul hakkı yememektir.

Sebepsiz bir anda sevdiğin kadının alnına koyduğun öpücüktür. Merhaba.

Ladese tutuştuğunda, kaybetmemek için aklımda demektir.

Yumurtayı ucuza alıp, haşladıktan sonra ‘Hadi tokuşturalım dediğin de’ kırılmayan yumurtanın gücüdür. Kazanın kahkahasıdır.

Merhaba, balığın yanına sevgini katarak yapılan salatanın tadıdır.

Vuslat’a ulaşmak için Adaletli bir Dünya için beraberce MERHABA diyelim mi?

Dünyanın ucundan bir gül açılmış,

Efil efil esen yele merhaba

Karanlığın sonu bir ulu şafak

Sarp kayadan gecen yola Merhaba

Selam olsun dört bir yana merhaba
Akan kana düşen cana merhaba
Hesap sorulacak güne merhaba
Türküler söyleyen dile merhaba

Okumayı sevdiren Yaşar Kemal’e merhaba.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...