İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Atatürk’e hakaret etmenin dayanılmaz hafifliği

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 98. yılını kutlayacağız. Yaklaşık yirmi yıllık AKP iktidarında en tepeden en alt birimlere kadar Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret edenlerin sayısında ciddi bir artış var. Geçmişte Atatürk’e, “kâfir, zındık, deccal” diye hakaret edenlerle bugün “zalimlik ve kâfirlikle” suçlayanlar aynı zihniyette buluşuyorlar; Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı…

İktidarın son döneminde, özellikle de Ayasofya üzerinden Atatürk’e hakaret etme yarışı başladı. Bu konuda ne yazık ki Diyanet başı çekiyor. Ancak, görünen o ki bu hakaretlerin bir ödülü var… İşte yepyeni iki örnek:

Ayasofya’nın cami açılışında, elinde kılıç ile minbere çıkıp hutbe okuyan şahıs, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı tescillenmiş fesli meczuba rahmet okuyup, İslam dinini eğip büken Emevi halifelerini bile anarken, saltanatını sürdüğü makamının da kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’e lânet okumaktan kendini alamadı… Ödülü, devlet protokolünde 12. sıraya atlatılmak ve “götürüldüğü” her yerde “şeyhülislam” konumunda ağırlanmak oldu.

İkinci olay yine Ayasofya’da gerçekleşti. Geçtiğimiz aylarda Ayasofya Camii’nde düzenlenen icazet töreninde bir imam, Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı’nın gözü önünde Atatürk’ü hedef alıp “zalim ve kâfir” sözleriyle hakaret etti. Disiplin sürecini işletmeyerek aylarca sessiz kalan Diyanet, tepkiler üzerine “Yaş haddinden emekli olduğu için hakkında işlem yapılmadı.” açıklamasında bulundu. Ancak, aynı şahıs, geçtiğimiz günlerde Reisül-Kurra (Hafızların reisi) sıfatıyla ortaya çıktı.

Esasında bu kurumun başından bizzat hakaret ettiği Atatürk’e hakaret eden şahsı cezalandırmasını beklemiyorduk. Hal böyle olunca da gelinen sonuca hiç şaşırmadık.

Yani, Cumhuriyet’in kurucusuna hakaret etmenin dayanılmaz hafifliğinin sonucunda hakaretlerin sahipleri terfi ettirilerek sınıf atlatılıyor. Elbette bu ödüllerin maddi sonucu olarak maaşlarının da arttırıldığını söylemek yanlış olmaz sanırız.

İktidarın son dönemlerini yaşadığı su götürmez bir gerçek. Elbette, bu günler geçecek ve rüzgârlar yön değiştirecek. Cumhuriyet “ilelebet payidar kalacak”. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 20. yüzyılın en büyük komutanı ve lideri olma özelliğini ve saygınlığını çağlar boyu muhafaza edecek; belki de kıyamete kadar… Ancak, ona hakaret edenler, önünde sonunda kaybolacaklar. Tarih onları sadece ikbal elde etmek uğruna güce tapan zavallı figürler olarak hatırlayacak, belki de hatırlamayacak…

Hakaretleriyle birlikte silinip gidecekler…

Bütün bunları kimler mi yapacak?

O, kesip biçip ters çevirerek mazgalların kapatılmasında kullandığınız “Gençliğe Hitabe” nin muhatabı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün kutsal emaneti Cumhuriyet’in Türk Gençliği…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...