İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Yazgımız ölüm olmasın artık...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Mısır’da, Libya’da, Irak’ta, Yemen’de, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da Sudan’da Filistin’de ve Suriye’de yaşananlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da o kin, nefret, intikam duyguları, ırk, mezhep, aşiret ve çıkar çatışmaları...

Masum çocukların kefenlere sarılmış soğuk bedenleri...
Parçalanmış aileler...
Hiçbir şeyi kalmamışlığın bile altındaki sefalet içindeki hayatlar…
Ölen o masum gençler, kadınlar, erkekler...


Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da İslam ülkeleri cayır, cayır yanarken, BM’nin sessizliği…

Zırt pırt şeylerle beslenip adalet, insan hakları, hürriyet ve özgürlük kisvesi altında insani ve vicdani her türlü zulme karşı üç maymunları oynayan küresel dünya...

Emperyal ülkelerin kendi çıkarları için yaktıkları ardından körükledikleri bu yangınların ve ölümlerin adımıydı bizim için layık görülen Adalet!

Amerika, Rusya, İsrail, İngiltere, Almanya Fransa ve Çin...
Gayri insani düşünceler, amaçlar ve bitmez tükenmez hırsların o sömürgecilik ruhu..


İran’ın Ortadoğu’yu  Şiileştirme çabaları için ne kadar kanın akıyor ve akacak olmasını umursamaması…


Peki ya biz, hiçbir ayrım yapmadan, yansızlığımızı koruyarak, insani duygularımızla mı  bakıyoruz her şeye? 


Nerede kalmıştık; kardeşlik, sevgi, insanlık, adalet, özgürlük cart, curt…

Bizler çok akıllı, güçlü ve birliğiz. Sömüren, acımayan, öldüren medeni vampirleri bu kafayla yeneceğiz. Öyle mi?


Bugün yürürlükte olan demokrasiyi hiç kimsenin sorgulamaya, evrensel kıriterleri çiğnemeye hakkı yoktur aslında.  Ama iş menfaatler  uğruna düzenin değişmesi konusuna gelince her şey değişiyor...


Kim mazlum, kim zalim. işin içinden ben çıkamıyorum. Siz çıkabiliyor musunuz?
Ülkemde olup bitenlere, ve ülkemin üzerine oynanan oyunlara sessiz kalmak mümkün mü?.,

Peki ya Ortadoğu’daki  İslam coğrafyasındaki o yangına...
Alevlere!

Hani “Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildi.”
“Bir mucizedir insan olarak doğmak”  diye düşünüyordum. Yanılmışım asıl mucize Nazım’ın dediği gibi “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşayabilmekmiş…

Şimdi daha iyi anlıyorum…

Ölenlerimizin ve öldürdüklerimizin amaçsızlığında mı kaybolmuş  içimde büyüttüğüm insanlık...

Kim bizi nereye çekerse ordayız. Diziler, filmler, gazeteler ve o kahrolası sosyal medya…


Yoksul ailelerin kandırılmış çocukları gibi boşluktayız aslında...


Karanlık dehlizler içinde kaybolmadan aydınlık günleri bulmak zorundayız.
Artık yeter, Kanlı olmasın hayatlar ve kelimeler...
Yazgımız ölüm olmasın artık...
Ben inanıyorum..


Raif DURBAŞ özetlemiş aslında inceden serzenişimizi
 

Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?
 
Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana
Bana mı düşer usta?
 
Gurbet ne yana düşer usta
Sıla ne yana
Hasret hep bana
Bana mı düşer usta?


VESSELAM

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...