İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Şeytanın istediği kıvamdayız…

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Her gün,  her saat, her dakika okumuş, aydın, mevki sahibi olsak bile bir adım daha uzaklaşıyoruz  insan olama olgusundan.  Farkındayız ama görmezden gelmek ve egoizm maalesef işimize daha çok yarıyor.
Anlayacağınız tam da şeytan’ın istediği  kıvamdayız.
Elde edeceği rantı  fakir, fukaranın  milletin çıkarlarından   üstün tutan canilerin bile eline su dökemediği yöneticiler.
Bu tanımlamaya fazlasıyla uyan yüzlerce sapkın ve hasta ruhlu toplulukların giderek sayısal olarak artış göstermesi buna en güzel örnektir.
Tıpkı Firavun, Haman, Karun, Nemrut ve Ebrehe gibi sayısız zalimin yaşadıkları devirlerde insanlara “sahibiniz benim ve benim sultam altında kullarım sınız” demeleri ile burnunun ucunu bile göremeyen basiretsiz insanların “sizi biz yönetiyoruz ve biz olmadan asla adım atmayacaksınız”. Kısacası biz ne dersek o!.  Demeleri arasında sizce  fark var mı?
“Baba Vanga ne demiş, Nostradamus ne buyurmuş” diyerek kahinlerin falcıların insafında arar olmuşuz geleceğimizi daha ne olsun…
İshal olunca kıçına sözü geçmeyen insan müsveddelerinin para ve makam sahibi olunca tanrı rolüne bürünüp herkese kuluymuş gibi davranmalarını  hazmetmek kolay mı sanıyorsunuz?...
Aslına bakarsanız mesele topu topu atmış yetmiş bilemediniz seksen yıl dünyada kalıp çekip gidecek olan bir insanın dünyevi meselelerle korkutularak, meşgul edilerek insanlık onurundan uzaklaştırılması meselesidir ki bunu başarmış durumdalar.
Dünya yaşlandıkça ve kendisine aşık olanların sayısı çoğaldıkça insanlığın bir o kadar azaldığını görememek ne acı bir durum…
Dolar ne kadar artarsa artsın, enerji ne denli önem arz ederse etsin, hayat kaç kat pahalanırsa pahalansın, musibetler ne yandan gelirse gelsin bizim için asl olan onurlu yaşamaksa eğer insanca yaşamak uğruna yapılması gereken tek şey nereden ve kimlerden gelirse gelsin zulme direnmek değil midir.
Şimdi yargılayın kendinizi.
Yalanlarına inandığınız, gücü elinde tutan insanların yanında durarak onların  suç ortağı olmuyor musunuz..?
Adaletsizliğe, yoksulluğa, eşitsizliğe, adam kayrılmalarına, ranta ve düzensizliğe direnmeyerek. Zalimliğe karşı mazlumların yanında durmayarak insanlık onuruyla insanca yaşanır mı sanıyorsunuz?
21. yüz yılın bütün gelişmelere, değişmelere, mahkûm olduğu teknolojiye ve dijital istilaya rağmen emperyal sömürünün  değil insanlığın olmasını dilemek kaldı bana da…
Duygularıma tercüman olmuş  gibi nede  güzel yazmış Aşık Mahzuni ŞERİF
Parsel parsel eylemişler dünyayı
Bir dikili taştan gayrı nem kaldı
Dost köyünden ayağımı kestiler
Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı

Nice sular gördüm umman çıktılar
Nice dertler gördüm derman çıktılar
Eski dostlar bize düşman çıktılar
Üç beş türlü puşttan gayrı nem kaldı

Padişah değilim çeksem otursam
Saraylar kursam da asker yetürsem
Hediyem yoktur ki dosta götürsem
İki damla yaştan gayrı nem kaldı

Arsız diye diye arsız ettiler
Nursuz diye diye nursuz ettiler
Aç koydular bizi hırsız ettiler
Sermayede borçtan gayrı nem kaldı

Mahzuni Şerif'im çıksam dağlara
Rast gelsem de avcı vurmuş merala
Doldur tüfeğini beni yarala
Bir yaralı döşten gayrı nem kaldı


VESSELAM
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...