İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Mükemmel rolleri

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Modern yaşamın en önemli özelliklerden biri bireyin özgürleşmesiyse neden bizler özgürlük içinde bu kadar mahkum hayatı yaşıyoruz? Kentin kalabalığı, ekonomik ve sosyal yaşamı, çalışma hayatının yoğun temposu, durmak bilmeden akan trafik, korna sesleri, baskıcı koşullar gibi sürekli dış uyaranlar tarafından stres altında yaşam devam ediyor. Maruz kaldığımız uyarıcılara tepki vermeyi bıraktığımız gibi yüreğimizin sesini de duymaz olduk.

Modern yaşamda sahip olduğumuz tüm rollerimizi başarı ile yerine getirme hırsı içinde kendimizden uzaklaşıp nasıl yalnızlaştığımızın farkında mıyız? İş yerinde en mükemmel çalışan, evde en mükemmel anne baba, okulda en mükemmel öğrenci ve daha nice rolleri mükemmel oynamak için ne kadar çok çaba sarf ediyoruz. İnsanları kim olduğuyla değil, nelere sahip olduğu zamanın en önemli sorusu. Toplumsal değerlerin ve emeğe saygının yitirildiği, insan ilişkilerinin temelinin duygusallık ve samimiyet yerine paraya dayanıyor olması sebebiyle aklımızdaki tek sorunun “kaça?” olması günümüzün tek gerçeği değil mi?

Horoz sesiyle güne başlayıp güneşin batışıyla günü bitiren insanlardan, anlamsız bir koşturmaca ve yetişme çabası içinde saatten gözünü ayıramayan insanlara dönüştük. Günümüz şartlarında pek çok şeye ulaşılabilirlik ne kadar kolay olsa da doyumsuz ve bir o kadar duyarsızlaştık. Bugün kahrolarak karşıladığımız bir haberi ertesi gün unutuyor hiç bir şey olmamış gibi kaldığımız yerden devam edebiliyoruz. Komşusu açken tok yatmayı kendine zül sayan bir toplumken, varlığını herkesin gözüne sokmakta sakınca görmeyip övünen, yoksulluğu utanç sayan bir toplum olduk.

Modernleşmek, kentlileşmek özgürlüğü beraberinde getirirken vicdanımızı hatta insanlığımızı mı yok etti. Diğer insanlarla olan gönül bağımızın kopması, sadece kendimizden sorumlu olduğumuz bir yaşam sürüyor olmak, duyarsızlaşmak mı bizi özgürleştirdi.

Diğer yandan teknolojik gelişmelerin getirdiği özgürlük ile sanal ortamda sosyalleşirken gerçek hayatta asosyal bir varlık olarak yaşıyoruz. Sanal ortamda gerçek dışı oluşturulan kimliklerle yaratılan sahte kişiler dilediği kişiye dilediği şekilde hakaret edebiliyor, ahlaksız mesajlar gönderebiliyor, tehdit edebiliyor. İletişim biçimimiz kökten değişime uğradığı gibi duygu paylaşımımızda yok oldu. Acımızı da mutluluğumuzu da sanal ortamlarda paylaşmak, kaç beğeni aldığını ve kaç yorum yapıldığını kontrol etmek en temel iletişim becerimiz oldu. Sosyal medya da paylaşma tutkumuzla en değerli anlarımızı nasıl heba ettiğimizi görmüyoruz. Her şeyi sadece göstermelik yaşıyoruz. Mutsuzken mutlu pozları veriyor başkalarına dürüst olmayı geçtim de kendimize bile dürüst olamıyoruz. Sanal da çok kalabalık arkadaş gruplarına sahip, gerçekteyse yapayalnız bireyler. Yaman çelişki içinde öfkesini, hırslarını, gösterişli yaşam tutkularını körükleyen, içi geçmiş ve boş vermiş davranışlarla yabancılaşan bireyler…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...