İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Asgari ücret

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yılın bu dönemine gelindiğinde “işverenler”, sendikacılar, devletin yetkili ve de etkili seçilen ve atanan “yüksek bürokratları”, bir araya geliyor.

Niçin ve neden bir araya geliyor?

Tarih öncesi değil geçen yüzyılın ortalarına kadar zincirli ya da bukağılı köleler işliklerde çalıştırılıyordu. Köle bulmak zor değildi. Savaşta ganimet olarak alınandan daha fazlasını işbirlikçi yöneticiler bulup temin eder. Savunmasız komşu toplulukları bir gece vakti hayvan sürüsü gibi işbirliği yaptığı ülkelere satar. Bu durum Afrika da olduğu gibi Asya toplumlarında da olur.

Ülkemizde dün olduğu gibi bugünde birilerinin kendine köken olarak aldığı “oğuz boyu” bunu yapanlardan biriydi. Bizans’a ve ardından Araplara köle temin edip kardeşlerini akrabalarını satmıştır.

Şimdiki zamanda zincirli köle yok.

Neden yok?

Zincirli köle sahibine yük oluyordu. Kölenin barınması, yaşaması için gıda ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi gerekir. Birde üstelik iş olsun olmasın bunları yerine getirmenin yanında kaçması ya da kaçırılmaması için korucu bulundurması gerekir. Teknolojinin her alana yayılması, ulaşımın kolaylaşması nedeniyle zincirli kölelik külfet halini aldı. Yerini ekonomik boyunduruk altına alınan özgür ama ekonomik kölelik dönemi başladı. Mülk sahibi egemen güçler ihtiyacı olduğunda istediği ücrette çalışacak istediği yetenekli kişileri işe almaya başlar. İş bittiğinde kapının önüne koyar.

Günümüzde egemen güçlerin koruyucu ve kollayıcı kurumu olan “devlet” yine bunlar için kollarını sıvar. Ekende-biçende olmayan “devlet”yaşamak için çalışmak zorunda olanlara ölmeyecek ama hayatta kalabilecek ücretini belirler.

Dün olduğu gibi bugünde devlet ve ondan sebeplenen egemen güçler dün yanında çalışan kölelerine bugün mülksüz/yoksul çoğunluğa aç kalmayacak ölmeyecek kadar ücret belirler.

Devlet yöneticileri ve egemen sömürücü güçler varlıklarını ballandırarak anlatır ve itibarından taviz vermeden göstermeyi sever. Sıra çalışan, üreten ve ücretini almadan vergisi alınan toplum ise açlığa ve yoksulluğa mahkûm olmaya devam eder.

Sürüyü gütmekten ya da bakkalın defterini tutmaktan aciz olan bugün devletin politik ve ekonomik yönetiminde baş tacı edilmekte.

Çalışanların adına konuştuğunu beyan eden iktidarın dümen suyunda giden sendikacılarda geçmiş yıllardaki işbirlikçi tavırlarını sergiler.

Koca servetleri, şaşaalı konutları, itibarından taviz vermeyen kibirli, bencil ve şımarık devlet yöneticileriyle egemen güçlerin çoğunluğa hak gördüğü asgari, en az, minik yani mini minnacık hayatta kalmak yani yaşamak için verecekleri ücrette bile pazarlık yapar.

Servetlerine servet katan, itibar kazandıran asgari ücret verdiklerinin boyunları yine bükülecek, yine mahzun biçimde bakacaklar. Yine “celebin sopasını kaldırmasıyla mezbahaya sıraya girecek”.

Ülkenin zenginliğinden itibarından dem vuranlar çoğunluğa bu zenginlikten bir pay vermedikleri gibi onu daha da fazla açlığa itmekte.

Sopayı gösterip havuca ya da ölümü gösterip sıtmaya razı olan bu toplum, yine ölü toprağı serpilmiş gibi sessiz filmin sessiz seyircisi olarak melül melül bakacak.

Asgari ücret, en az, minik, mini minnacık ücret; zincirli köle değil ekonomik köle hayırlı olsun.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...