İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Maneviyat ve mutluluk üzerine...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bir zamanlar, eski bir Hint kralı maneviyatın özünü keşfetmek konusunu saplantı haline getirmiş. “O nedir? Onu nasıl bulabilirim? Bulduğum zaman onunla ne yapmalıyım?”

Kafasında bütün gün bu sorular dönüyor ve günler geçtikçe de cevabını bulamadığı için canı sıkılıyormuş. En sonunda krallığındaki insanlara, bu sorulara cevap vermeleri karşılığında büyük ödüller vaad etmeye başlamış. Herkes kendince bir şeyler deniyor ama bulmayı başaramıyorlarmış. Sonunda biri, krallığı dışında yaşayan guruya danışmasını önermiş.

Bu kişinin yaşlı ve bilgin biri olduğunu söylemişler. Kral, sorularına cevap alabilmek için bilge adama gitmiş ve kafasındaki soruların hepsini sıralamış.

Bu bilge adam tek söz etmeden mutfağına gitmiş ve elinde bir buğday tanesi ile geri dönmüş.

Kralın avucunun içine bu buğday tanesini koymuş ve; “Bunun sayesinde sorularının cevabını bulacaksın” demiş.

Kralın kafası karışmış ama bilgisiz görünmemek için de fazla bir şey sormadan buğday tanesini alarak sarayına dönmüş. Bu değerli taneyi küçük bir altın kutuya kilitlemiş ve kimsenin bulamayacağı bir yere yerleştirmiş. Her sabah uyanıp kutuyu açıyormuş ve taneyi inceliyormuş. Fakat aradığı cevapları nasıl nerde bulacak anlayamıyormuş.

Haftalar geçmiş böyle. Bir gün oradan geçmekte olan başka bir guru, kralın sorularını cevaplayacağını söyleyerek kralla konuşmak istediğini söylemiş. Kral ona ezeli sorularını sormuş ve buğday tanesini anlatmış.

“Her sabah bir yanıt alacakmıyım diye bakıyorum ama hala hiçbir şey bulamıyorum” demiş.

Yeni guru; “Saygıdeğer kralım, bu çok basit” diye cevap vermiş. “Bu taneciğin bedenin beslenmesini simgelemesi gibi, maneviyat da ruhun beslenmesini simgeler. Eğer bu taneyi altın kutusunda kilitli olarak saklamaya devam ederseniz, sonunda, çoğalmadan ve insanları besleyemeden çürüyüp gidecektir. Ancak, onun ışık, hava, su toprak ile etkileşimine izin verirseniz büyüyüp çoğalacak ve sadece sizi değil diğer bir çok insanı da beslemeye yetecek kadar buğdayınız olacaktır. Sizin ruhunuz başkalarını beslemeli ve diğer maddelerle de etkileşime girerek çoğalmalı.”

***

Bir diğer hikayemizde halı dokumacısı olarak çalışan bir adamın öyküsü var. Bu adam halı dokumaktan coşkulu bir zevk duyuyormuş. Çalıştığı saatleri şarkı söyleyip ıslık çalarak mutlu bir şekilde geçirirmiş. Geceleri de küçük kulübesine uyumaya gidermiş. Bir gün zengin bir adam oradan geçerken, halıcının fakirane dokuma tezgahını görmüş. Merhametle dolarak halıcıya yüz dolar vermiş. “Al bunu ve git keyfine bak.”

Dokumacı parayı almış. Yüz dolar tüm yaşamı boyunca gördüğü paralardan fazlaymış. İşi bırakarak, virane kulübesine gitmiş. Parayı nerede saklayacağını düşünüyormuş. Ne yazık ki kulübenin güvenli olmadığına kanaat getirmiş. Hırsızlarla ilgili endişelenmekten ya da farelerin parayı kemirebileceği korkusuyla tüm gece uyuyamamış.

Ertesi gün yüz dolarını işe götürmüş ancak paranın güvenliği ile ilgili endişelenmekten şarkı söyleyememiş, ıslık çalamamış. Bir kez daha uykusuz bir gece geçirdikten sonra, parayı zengin adama geri iade etmiş ve eklemiş;”Bunu sen al, bana da mutluluğumu geri ver.”

Sevgiyle kalın

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...