İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Günaydın de...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Karanlıktan korkuyor olmam sebebiyle geceyi sevemedim.

Benim gibi Menekşe, Papatya, Lale hatta ayçiçekleri de sevmez.

Savaş karanlık, barış gündüzdür.

Kalleşliklerin çoğu gece yapılır.

Akrep, Yarasa gündüzü sevmez. Yılan karanlığı tercih eder.

Ölüm karanlık, doğum ise aydınlık...

Günün ilk ışıklarıyla Ayçiçekler gibi yüzümü güneşe dönmemin sebebi de bundan…

Gecenin hayrından ise gündüzün şerri daha faydalıdır. Boşa söylenmez.

Karanlıkta atılan imzaları da hiç sevemedim.

İyi insanlar tutuklandı.

Gün açmadan evlerinden alındılar.

Fabrikalar kapatıldı.

Zamlar uygulandı.

Alın teriyle kazanılan paranın değeri de diğerleri gibi “ansızın bir gece gelebilirim” demeden karanlıkta yok oldu.

Yüzlerce yurttaşın öldüğü o Deprem de gece gelmiş, yıkıp gitmişti.

Dedim ya sevmiyorum karanlığı…

Ormanlar yakılıyor.

Canlılar telef oluyor.

Bunlar yapılıyor da, gelmekte olan için yıllar geçmesine rağmen somut bir adım atılmıyor.

Bilinçlendirme yok.

Kentsel dönüşüm için uğraş yok,

Olmadığı gibi tetiklemek için atılan imzalar çok…

Kadın uzaktan gördüğü yeşilliğe hayran kalıyor. “Orayı istiyorum.”

Sebep, villa yapacak.

Bir gün bakıyorsun, gece olan olmuş, çevrilmiş.

Gece seni nasıl seveyim?

Kötü niyetli, ayıbını saklamak için karanlığı ister, tıpkı akrep gibi…

Lakin o da bir canlı, kalbi, böbreği, gözü, kulağı var. Bir anne, baba ve de çocukturlar. Para uğruna kullandığın dinamitler fayları harekete geçirdiği gibi canları yok ediyor.

Ve

Unuttuğun ise kuşlar…

Kuşlar, sabah şarkılarını aydınlığa kavuşmanın sevinciyle söyler.

Ormanlarımız, doğamız ve su kaynaklarımız maden ocağı olduğunda, tüneyecek dalları olmaz, şakırdayamazlar.

Biliyor musun Türkiye, aşırı ağaç kesimi ile de Dünya standartların dışında kalıyor.

Böyle devam ederse, Arabistan çöllerine benzemesine ramak kalmıştır.

Ağaçlar erozyonu önler. İlkokulda öğretilir ki, yurttaş bilinçlensin.

Çam, meşe palamudu gibi ağaçları turistik tesis, maden ocakları, villalar için kesip, yok ederseniz deprem kaçınılmaz olur.

Yeter bence...
Her karanlığın, peşinden aydınlık gelir…
Horozun seni daha neşeli çıkar…


 

Gün ağarıyor...
Aç gözünü...

Sende bir fidan dik…Nereye olursa…
Umutlarını uyandır...


 

 Çık karanlıktan…
Sevinç çığlıkları at...
Mutluluk içinde haykır “Günaydın” de Türkiye artık...

Yetmez mi depremden, orman yangınlarından yitirdiğin canlara…

Vuslata erme vaktidir…

Ülkemin üzerine doğuyor güneş...

Türkiye Günaydın….


 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...