İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Sezai Sami ve resim sergisi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Geçen hafta bir resim sergisi olduğunu ve ortak arkadaşımız Hasan Sami’nin de bunun küratörlüğünü yaptığını Sezai Sami’den öğrendim. Mutlak birlikte gidelim demişti. Fakat bizden önce gelip sessizce etrafı gözlemlemiş. Hem gelenleri hem de resmi görmeye gelenleri izlemiş. Anlattıklarını paylaşmak isterim;

“İnsan evladı yaşadıklarını anlatmak ve iletişim kurması için yazı ve dil gerekir. Oysa yazı ve dilden önce yaşadığı mekânın duvarlarına yaşamını çizerek iletişim kurmaya başladı. İlkin barındığı yerdeki duvarlara resim yaptı.

Resimler yaşamdaki yaptıklarımızı, duygu, düşünce ve isteklerimizi anlattı. İnsan evladının zaman içinde uzun bir dönem önemli iletişim aracı olarak “resim” kullanıldı.  Yazı ve dilin gelişip iletişimin önemli parçası olana kadar resim önemini korudu. Resim sadece iletişim aracı olmayıp bir dönemi tarihi anlatmaya devam etmekte.

Tarih ilkin resim ve ardından yazı ile başlamış. İnsan evladı barındıkları yere, kayalara, avladıkları hayvanların derilerine neler çizmediler ki. Yaşamlarını, uğraşlarını, çektikleri sıkıntıları ve çileleri hatta sevinçlerini bile çizdiler. Bunu yapanlar ayrıcalıklı ve akıllıydı. Yazının ve dilin yaşamda kullanılır hale gelmesiyle bir kenara atılmadı daha da önemsendi. Kullandıkları aletlere, giydikleri elbiselere, yaşadıkları mekâna biçim ve renk kattı. İçlerinden birileri hayallerini, umutlarını ve beklentilerini hatta günümüzde kullandığımız aletlerinin birçoklarını çizdi resmetti. Oysa “resmin” ne kelimeleri ne de sesi vardır. Yani, ‘kelimeleri olmayan şiirdir’ resim.

Günümüze kadar gelen piramitler, yeraltı şehirleri, surlar, kaleler yani devasa yapılar hayal edilip çizildi sonra yapıldı. Bunları kim çizdi bu yapıları kim yaptı? Toprağı kazan, taşa şekil veren ve yapılar kuranları kimse bilmez ama o dönemin egemen hâkim güçlerinin yedi sülalesini biliriz.

İkinci paylaşım savaşının öncesi İspanya'da yaşanan iç savaşı biliriz. Cumhuriyetçilere karşı Franko’nun yanında yer alan Nazi Almanya’sı 28 savaş uçağı ile Guernica şehrini bombaladı. Bu saldırıda 1600 kişi hayatını kaybederken binlerce kişi yaralandı. Kelimenin tam anlamıyla katliam yapıldı. P. Picasso bu vahşeti devasa bir tabloda resmetti. Savaş ve İspanya dediğinizde Picasso ve yaptığı Guernica resmi hatırlanır.

Resim yapmak zordur. Nazım yakın dostu Abidin’e,

“Sen, mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?

İşin kolayına kaçmadan ama…” sözlerini hemen herkes hatırlar. Resim yapmak bu nedenle zordur. Yaşanmışlığın, acının, kederin, yokluğun, yoksulluğun resmini yaparız. Hatırlarız dünü, çünkü bugünü, yarını ve yaşanacak günleri insan evladına yaraşır biçimde yaşamak için çabalarız.

Işık Polat’ın eserlerine bakarken her bir tablosunda yaşanmışlık, hasret ve bir o kadar acı var. Kendisi de yaşamın içinde payına düşen zorbalığı, haksızlığı, itilip katılmışlığı ve emek hırsızlığına maruz kalmış. Bizim gibi ülkelerde kadın olmak hele bir de güzel insan değerinde yaşamak için mücadele etmek zor. Sürgünü, hor görülmeyi, sorgu odasında günlerce tutulmayı ve tutsaklığa reva görüldü. Bir yanda kendi cinsiyle bir yanda aynı safta oldukları ve bir de düzenin emek soyguncularına karşı hakkını aramak, onurlu ve dik durmanın ne kadar zor olduğunu yaşamakta.

Sergideki tablolar yaşanmışlık ve hayallerini anlatmakta. Her bir tablo saygı duyduğu ressamların izlerini taşımakta. Ama bir o kadar da kendi özgülünü tuvale yansıtmakta.”

Sezai Sami’nin izlenimlerini paylaşmış bile olsak Işık Polat’ın üçüncü sergisi “nar ı ateş” görülmeye değer. Görmeyenler dördüncü sergi için sanatçının küratörüne baskı yapmalı.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...