İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Türkiye'de su efsaneleri 2

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İstanbul, İstanbul olmadan önce başındaki krallardan birinin çok güzel bir kızı varmış. Kızının güzelliği ne kadar çoksa kralın kıskançlığı da o kadar fazlaymış. Genç prenses gezmeye çıktığında onun yüzüne bakanlar hemen cezalandırılıyor, gözleri dağlanıp kör ediliyorlarmış. Günlerden bir gün prenses çarşıya alışverişe çıkmış, koruyucular önden gidip “Herkes başını öne eğsin prensesimiz geçecek. Onun yüzüne bakanın gözleri dağlanacak” diyerek uyarmışlar. Kalabalığın içinden bir genç, prensesin geçeceği yolun kenarına doğru ilerleyip kendini siperlenip beklemeye başlamış. Birazdan prenses geçtiğinde bir an göz göze gelmişler.

Genç adam prensesi, prenses genç adamı düşünür olmuş. Yemeden içmeden kesilmiş. Genç adam bir gün bir yolunu bulup gizlice saraya girmiş. Ve prenses ile görüşmek üzereyken yakalanmış. Ölüm cezasıyla cezalandırılan genç adam için prenses babasına yalvarmış bu yalvarmalar sonrasında kral genç adamı bir adaya sürgün etmiş. Adada tek başına yaşayan genç adam martılarla arkadaşlık kurup onlarla sohbet etmeye başlamış. Prensese martılar aracılığıyla haberler göndermeye ve prensesten haberler almaya başlamış. Kral bir gün kızının martılarla konuştuğunu görünce delirdi sanarak korkmuş ve kızına genç adamı affettiğini onunla evlendireceğini söylemiş. Bunun üzerine sevdiğine bir mektup yazan prenses bunu martılardan biriyle genç adama göndermiş. Martı giderken de arkasından seslenmiş. “Bütün martılar düğünümüze davetlidir. Arkadaşlarına haber ilet.”

Martı adaya yaklaştığı sırada gördüğü diğer martılara haberi iletmek için gagasını açtığında ağzındaki mesaj suya düşmüş. Ve bütün martılar suya düşen kağıdı bulmak için su üzerinde dönerek aramaya başlamışlar. O gün bugündür martılar denizin üzerinde o kağıdı bulmak için döner dururlarmış. KÖRLER ÜLKESİNİN KARŞISI Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul’da milattan önce 680 yılında Megaralılar’ın Kalhedon (Bugünkü Kadıköy civarı) şehrini kurdukları ve daha sonra Marmara ile Haliç arasındaki tarihi yarımada da ikinci bir Megara kolonisi olan Byzanstion’un kurulduğu bilinmektedir. Efsaneye göre, kendine yeni bir yurt tutmak için yola çıkan Megaralılar’a fikrini almak için başvurdukları kahin, yolculuklarının sonunda “körler ülkesinin karşısına” yerleşeceklerini söylemiş.

Byzas önderliğinde ilerleyen Megaralılar İstanbul Boğazı’nın girişinde, sahilin karşı tarafındaki bu enfes güzelliği görmeyip Kalhedon’a (Kadıköy) yerleşenlerin olsa olsa körler olacaklarını düşünerek kahinin söylediği “Körler ülkesinin karşısına” geldiklerine karar vermişler ve burada önderlerinin adını verdikleri Byzantion şehrini kurmuşlar. Evet sevgili okuyucularımız, Türkiye’mizin su efsanelerine bir-iki hafta daha devam edeceğiz. İnşallah okurken keyif alıyorsunuzdur. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...