İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Kontrolsüz mülteci geleceğimizi karartır

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Tarih;10.08.2022 Perşembe akşam üstü Esenyurt ilçemizde Cafelerin yoğun olduğu Güzelyurt Mahallesinde biraz dolaşmak istedim. Yaklaşık 20 tane Cafe var isimleri yazıp reklam yapmak istemiyorum. Fakat bölgede çoğu bilinen ultra lüx cafeler.
Caddenin başında uygun bir yere arabamı park ettim, cadde oldukça kalabalıktı cafelerin doluluk düzeyi en az % 98 diyebilirim.
Birazda içerlere doğru simalara göz attım.
Tanıdık yüz aradım fakat bütün cafelerin içinde bir milyon nüfusluk ilçemde tanıdığım selamlaştığım insan sayısı yüzbin olduğunu düşünürsek ve bu sayının içinde tanıdık bir sima bulamamanın şaşkınlığını halen yaşıyorum.

Bunun sebebi çok basit 2020 pandemi ile birlikte bizim bir çok vatandaşımız anladığım kadarı ile benim gibi cafede oturup sohbet etme alışkanlığını kaybetmiş görünüyor.
Peki cafelerdeki bu yoğunluk niye diye sizden duyar gibiyim.
Elbette Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Libya’da, İran’da Senegal’de, Doğu Türkistan’da, Türkmenistan’da Afganistan’da Azerbaycan’da ve Ukrayna’da ama baskıdan ama savaştan ama iklimden işsizlikten kaçan herkesin ortak toplanma alanı olarak adeta Türkiye’deki cafeler mesken tutulmuş vaziyette.

Bu elbette esnafımız için oldukça karlı görünüyor.
Hükümetimiz devletimiz bu kadar göçmenin ülkemizi yurt edindiğinin farkında mı?
Ha bunları yazarken siyaseten yazmıyorum, ırkçılık olsun diye de yazmıyorum fakat acı ama bilinen bazı gerçekleride hatırlamak lazım diye düşünüyorum.
Kendi ülkesini bayrağını vatanını ölüm korkusuyla terkedip kaçmış yaşları 18 ile 50 olan kişileri sınırsız misafir etmek ne kadar doğrudur sizce?
Tamam eyvallah ülkede savaş var kadınlar çocuklar yaşlılara ev sahipliği yapmasını iyi bilen bir milletiz,
Fakat ülkesi için anası babası için can vermeyen bir göçmenin süresiz ülkede kalmasına izin vermeninde mutlaka uzun vade de bir götürüsü olacaktır. Bu konu da bir sıkıntı oluşmayacağına kim garanti verebilir.
Göç kitlesine baktığımızda özellikle Afganistan’dan kaçıp İran üzerinden ülkemize giriş yapanların çoğu 18-35 yaş arasında. Hal vaziyet böyle olunca tarih boyu Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti üzerine oynanan kirli oyunları göz önünde bulundurun derim.
Böylesine riski bir-iki milyon genç ne olduklarını bilmediğimiz bu göçmenler yarın ülkemizi ellerine geçirecekler yada ellerine ABD veya İsrail’in tutuşturacağı silahları bize doğrulmayacaklarının garantisi var mı?
Ben şahsen çok tehlikeli görüyorum bu grupları devletimizi yöneten hükümetimizin uyanık olması gerekiyor.
Ülkemizde tahminimce etrafta denk geldiğim kalabalığa bakarsak 8-10 milyon mülteci yabancı vatandaş var.
Uyanık olalım
Not; Bu yazımı hükümete karşı veya muhalefete destek olarak değil ülkesi için mültecilerden dolayı kaygı taşıyan bir vatandaş olarak yazdım.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...