İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ey Diyanet! Dinimiz elden gidiyor haberiniz var mı?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kutsal dinimiz İslamiyet'in evrelerine bakıyorum. Sonrasında üzülüyorum ama elimden bir şey gelmiyor.

Peygamber Efendimizin vefatından sonra başlamış yorumlar ve işin garibi o zamandan bu zamana sakalını uzatan, başına sarık takıp cübbe ve şalvar giyenler kendini alim, ulema sınıfına koyarak gerçek islamla uyuşmayan bir takım laflar ettikleri yetmiyormuş gibi taraftar toplamaları garibime gidiyor.

Bu ve benzer kişilerin eğitimlerine bakıldığında gerçek islamı yayan ve Peygamberimizin yolundan gidenlerle uzaktan yakından alakaları olmadığı açıkça görülüyor.

Sevgi, barış, hak, hukuku ve yardımlaşmayı ön plana alan kutsal dinimiz müdahale Emevi ve Abbasiler dönemlerinde başlayıp, sonrasında haçlıların uydurduğu ajan din adamları marifetiyle dinimiz özünden uzaklaştırılmaya çalışılmış.

Din şeyh ve şıhlara mı kaldı?

 Günümüzde her geçen çoğalan, tarikatlar, kendilerine alim ve şeyh, şıh denilen bir takım insanlar dinimizi kendi menfaatleri doğrultusunda kendilerine göre yorumlar üretmeye başlamışlar.

Bunların çoğunluğu ise laiklik ve Cumhuriyete karşı olduklarını şeriat düzenine talip olduklarını açıkça söyleyenlerin olduğuna da rastlanıyor. Hatta aralarında kadına yer vermeyen onları kasaptaki ete benzetenlerin olduğuna bile rastlamak mümkün. Bunlar incelendiğinde de tam bir Taliban oldukları gün gibi ortada iken bu emellerine ülkemizde ulaşamayacaklarının hesabını yapmadıkları da açık.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yaşadığı dönemlerde de din uygulanması indirilen dinden uydurulan dine sapmaya başlayınca Milli Şairimiz tepkisini tepkisini şu dizelerle göstermişti.

Nebiye atıfla binbir herze uydurdun.

Yıktın  dini mübini,

Kendine yeni bir din kurdun.”  

Diyerek döneminde uydurulmuş hadisler icat edildiğini dile getirmişti.

Günümüzdeki durum

Din makamında olan bazı akademisyen ve hocalar indirilen din ve kutsal kitabımızda olmayan bir takım sözler sarf etmeye başladılar. Bilindiği gibi son günlerde gündem oluşturan Abubekir Sefil’in söylediği, Namaz kılmayanlar ikaz edilir devam ederse öldürülebilir” demesi.

Yine imam  Halil Konakçı’nın “Sokaklar kasap dükkanı gibi” diyerek kadınlarımızı kasapta satılan hayvanların etine benzetmesi, yetmedi bazı şarkı sözlerini yazanlara, söyleyenlere ve dinleyenlerin imandan çıkacağını açıkladı.

Şimdi Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş’a sormak lazım. Meydanı bu tür kişilere neden bırakıyorsunuz. Bu kişilerin söyledikleri dinimizin ve kutsal kitabımızın neresinde var?

Dinimiz sevgi ve hoşgörü ve adalet üzerine kurulduğuna ve dinimizde zorlama olmadığına göre, Peygamberimiz döneminde bile zorlanmadığına baskı yapılmadığına,  Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethettiğinde Hıristiyan ahaliyi toplayıp hiç kimseye baskı yapılmayacağını herkes inancına devam etmesi gerektiğini açıklamamış mıydı?

Sn. Ali Erbaş Hocam bu kutsal ve ulu dinimizi bu tür insanların eline bırakırsan din elden gider ve bambaşka bir hal alır. Ülkemizin Taliban zihniyetine dönme şansının olmadığını bunlara hatırlatman gerekmez mi? Değerli Hocam sizin oturduğunuz makamın kurucusu Mehmet Rıfat Börekçi Hocamızdır. Onun gibi hareket etmeniz gerekmez mi?

Allah Yunus Suresi 100. Ayetinde, “Allah’ın izni olmadan kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Allah akıllarını kullanmayanların üzerine manevi pislik yağdırır” buyurmasına rağmen bu kişiler bu söylediklerini nereden uyduruyorlar. İnsanların inançları gereği,  sevabı ve günahı takdir etmek Allah'ın değil midir. Cezayı verecek ve affedecek olan Allah değil midir.

Bunlar anlatılmaz ise din bu tür insanların inisiyatifine girmez mi?

Ayrıca sizin Müftülerimize,  “Evlere gidin. Kazanımlarımızı kaybetmeyelim. Kaybedersek hepimiz kaybederiz” dediniz söyleniyor. Siz camilere okullara ve kışlalara siyasetin girmeyeceğini bilmiyor musunuz?

Zafer haftasında Cuma Namazlarında ki hutbelerde ülkemizin Kurtarıcısı ve Kurucusu o kutsal savaş kazanılmasaydı olmayacağımız durumu kurtaran ve yeni bir ülke kurup bizlere veren Şehit ve Gazilerimizi anarken ve onların ruhlarına Fatiha okurken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adının hutbede geçmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Değerli Hocam, lütfen dinimize sahip çıkın ve çatlak sesleri insanlarımızın huzuru ve devletimizin bekası için susturunuz. Ya da gerçekleri söylemelerini tavsiye ediniz.

Unutmamalıyız

İslam dünyası islamın özüne dönmeyip, bir takım insanların (Taliban ve bazı tarikatlar gibi) mezhep savaşlarına son vermediği ve birbirlerini aşağılayıp kan akıttığı sürece, emperyalistlerin güdümünden kurtulamayıp birbirlerini horlamaya  devam edeceklerini anlamalıdır….

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...