İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Bir eğitim yılına daha girerken

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Her eğitim yılı başında aynı başlıkla yayınladığımız bu yazıyı yaşadığımız değişiklikleri ile yine sunuyorum. İlkçağ, Ortaçağ, Yeniçağ, Yakınçağ, Uzay Çağı, derken 2000’li yıllara da Bilgi Çağı adı yakıştırıldı. Evet, 2000’li yıllarda bilgi çağında, okuma özürlü bir milletin çocukları olarak yeni bir öğretim yılına daha giriyoruz önümüzdeki günlerde. Büyük Önder Atatürk’ün “Vatan çocuklarını iyi bir vatandaş olarak yetiştirmek için klasik tahsil programları arasında yer alan Yurt Bilgisinin ehemmiyeti malumdur.” (18 Ekim 1931) deyişinden bu yana 91 yıl geçmiş, ve şimdi bu ders okullardan kaldırıldığı gibi Atatürk’te tedrisattan çıkarılmış. Bir asıra yakın bir zamanda öyle nesiller yetiştirmişiz ki, köşe dönücü, banka soyucu, yetim hakkı yiyici, “Devletin malı dokuz, yemeyen domuz” diyen. Vakıflarda eğitim vereceğiz diye topladığı çocuklara tecavüz eden, ormanı yakıp yok edip kendine villa ya da gecekondu yapan, yapanlara para ve oy uğruna göz yuman. Su havzalarına, devlet arazilerine, vakıf arazilerine sahip çıkıp parselleyip satan. Askerine silah çekip, polisine taş atan. Polisinin de hakkını arayan kızları tartaklayıp öğrencilere gaz bombaları attığı, “Adam sende, bana dokunmayan yılan bin yaşasın,” “Gemisini kurtaran kaptan”, “Benim memurum işini bilir,” felsefesiyle işini bilen, ayrıca da devletten 4-5 maaş alan nesiller.

Evet, ahlak kirliliğinin, çevre kirliliğinin baş döndürücü hızla artışının sınır tanımaz özellikte oluşu ve bu sorunun baş aktörü olan insanın bilgili ve bilinçli insan olarak yetiştirilmesi bu yeni dönemin en başta görevi olmalı. Ve biz STK’lar da bu görevde etkin yer almalıyız. Kadıköy’de kurucusu olduğum DİB (Doğa İle Barış), Büyükçekmece Çevre Koruma Ve Güzelleştirme, DEÇED (Doğa Emanetçileri Çevre Eğitim Derneği), yine içinde görev yaptığım ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) bu gayeye hizmet vermektedir. 1994 de İTÜ’den emekli olup gelip yerleştiğim Büyükçekmece’de ilk dernekleri kurup okullarda gönüllü olarak “Çevre Eğitimi” vermeye başladık. 2002 yılında İl Çevre Müdürlüğünde dostlarım İslam Sadıker ve Yavuz Çengel’in zamanın valisi Erol Çakır’a anlatıp onun beğenisiyle tüm ilçelerde başlayan okullarda çevre eğitimi ÇEP projesi olarak yaşamımıza girdi.

İllerde Vali, İlçelerde Kaymakam başkanlığında, Büyükçekmece Belediyesi, STK temsilcileri, Basın temsilcisi olarak oluşturulan ÇEP İlçe Çevre Komisyonunu tekrar oluşturup, Ekim ayı başında toplanarak yeni öğretim yılı çalışma programını yapmak istiyoruz. 25 yıldır hiçbir karşılık beklemeden yaptığımız bu görevde son iki yıl önümüz kesilmişti. Yazımı dünyanın düzelmesinin insan unsurunun düzelmesine bağlı olduğunu çok güzel anlatan küçük bir mesajla bitireceğim. Bir baba kendiişleri için vakit kazanmak gayesiyle dünya resmini yaz-boz haline getirmiş, parçalarını karıştırmış ve sonra çocuğuna vermiş. Bütün bunları yaparken küçük çocuğun dünya parçalarını kolay kolay birleştiremeyeceğini kendisini uzun bir müddet rahat bırakacağını düşünmüş. Birkaç dakika sonra odaya geri döndüğünde gözlerine inanamamış. Çocuğun dünya resmini eksiksiz olarak birleştirdiğini görmüş ve şaşkınlıkla nasıl yaptığını sormuş. Çocuk cevap vermiş, “dünya resminin içindeki insan resmini düzeltince dünya kendiliğinden düzeldi.” EVET!

Dünyanın düzelmesi, yurttaşlık bilincine sahip, bilgili, fikir sahibi, sorumluluk ve yükümlülüklerinin farkında olan, eleştiren, düşünen, hukukun üstünlüğüne ve hukuk devletine inanan, adalet, özgürlük ve eşitlik kavramını özümsemiş, en önemlisi kendini ifade etme cesaretine ulaşmış, haklarını öğrenmiş, yazılı ve sözlü olarak YANLIŞLARA DUR! Diyebilecek, iyi yurttaş, iyi kentli olarak yetişmiş, yetiştirilmiş çocuklar için eğitim alan, eğitim veren, okullarımızdaki hizmetlisinden müdürüne kadar, herkese sağlıklı, başarılı, mutlu bir eğitim yılı diliyorum. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...