İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Neden deprem ülkesiyiz?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yer üstü zenginliklerimiz tüm dünyayı kıskandırır, yer altı zenginliklerimiz tüm dünyayı kıskandırır. Bir de bu ülkeyi yönetenler için böyle söyleyebilsem Türkiye Dünya Lideri olur. Önce Bor madenimiz, sonra toryum madenimiz, daha sonra feomidyum, şimdi de Osmiyum. Hepsinin en zengini Türkiye. Bütün dünya madenlerimizin üstüne oturmak için sırada, biz de satmak için pazardayız. Esasen bu yazımdan başlayarak ülkemizin yer üstü “Biyolojik zenginliği”ni anlatacaktım size. Ama öyle bir hafta yaşadık ki en önde gelen deprem ülkesi Japonya bile böylesini görmemiştir. Gelin ülkemizi daha derinden tanıyalım sevgimiz artsın koruyalım. 
Türkiye, orta enlem kuşağında yer alır. Deniz seviyesinden iki bin metre ve üzerine uzanan pek çok dağları, platoları ve ovalarıyla farklı iklim koşulları isteyen binlerce canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır. Tüm Avrupa Kıtasında 12 bin canlı türü varken Türkiye’de 9 bin canlı türü yaşar bunun da 3 bin kadarı endemiktir yani sadece Türkiye’de vardır. Vadiler ve çöküntü alanlarının yarattığı mikro klima etkisi, tür zenginliğini daha da arttırmaktadır. Eski dünya kıtaları arasında köprü görevi gören Türkiye, son iki milyon yılda yaşanan buzul çağlarında pek çok canlı türü tarafından sığınak olarak kullanılmış kalanları ile günümüzdeki biyolojik çeşitliliğe kavuşmuştur. Ancak öncelikle sığınak koşullarını sağlayan yer şekillerinin gelişimini özetlemek gerekir. 
Türkiye, jeolojik açıdan genç bir ülkedir ve halen devam etmekte olan bir dağ oluşum kuşağında yer almaktadır. 65 milyon yıl önce başlayan bu dağ oluşumu hareketleriyle Afrika, Arabistan ve Hindistan kuzeye, Avrupa ve Asya’ya doğru ilerlemekte ve bu ilerlemenin sonucunda temas sağlanan kesimlerde yüksek dağ kıvrımları oluşmaktadır. Bu durum bir dünya haritasında rahatlıkla gözlenebilir. Çevresindeki büyük kıtalarla kıyaslandığında çok geç deniz yüzeyine çıkan Anadolu, Afrika’nın eski Akdeniz’in (Tetis) tabanındaki tortulları itekleyip yükseltmesiyle Toros Dağları’na kavuşmuştur. Anadolu, yaklaşık 12 milyon yıl önce Arap levhasının yılda 23 santimetre kadar hızla itelemesiyle doğu kısmından yükselmeye başlamış, batı kesimi ise gevşeme sonucu kırılmalarla bloklar halinde çökerek Gediz ve Menderes Nehirleri için hazır vadiler oluşturmuştur. İç Anadolu Kapalı Havzası da aynı dönemin eseridir. Yine aynı dönemde Karaman’ın kuzeyindeki Karacadağ’dan Ağrı Dağı’na dek uzanan hat boyunca volkan dağları yükselmiş ve günümüzdeki şeklini almıştır. 
Türkiye bu nedenle dağlık ve engebeli bir araziye sahiptir ve bu hareketler halen devam etmekte olduğundan deprem yönünden de aktif durumdadır. Bugün, Avrupalı canlılara daha çok Karadeniz ve Batı Anadolu’da, Afrikalı türlere ise Akdeniz’in sahil şeridi ve Güneydoğuda, Asya kökenlilere ise Doğu ve Orta Anadolu’da rastlanmaktadır. İşte dünyanın oluşumundan bu güne Türkiye böyle bir devreyi hala yaşamaktadır. Bizim yapacağımız bu bilgiye sahip olup yapacağımız çalışmayı bu şartlara uydurmamızdır. Son depremle korkunç bir insan kırımı yaşadık. Suçlu biziz yaptığımız inşaatlar bilgiye dayanmıyor, çalıp çırpmaya dayanıyor. Sağlıklı kalmanız dileğimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...