İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İttifaklar ve akrabalıklar

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İlkel zamanlardan beri aynı akrabalık aidiyeti içinde olan insan gruplarının günümüze kadar gelen serüveninde,  klan ilişkisi uluslaşmaya kadar gelen bir süreç izledi.  Sınırsız ve sınıfsız yeryüzü ütopyasın da insanın nereye doğru everileceğini bu güne bakarak hayal edebiliriz.
Feodal dünyanın aile hükümranlığı yıkılıp yerine kapitalist ulus inşası, kapitalist üretim ilişkisi büyük oranda aile bağlarını zayıflatsa da,  hala soy ve kan ilişkisi aidiyet duygusunun güçlü bir şekilde yaşıyor olması da bir gerçek.
Üst atalardan başlarsak insanların sosyal topluluk olarak içine doğdukları ailenin siyasal, ekonomik durumu, inanç değerleri, kültürlerinin ön kabulü ile hayata başlıyorsunuz.. İçine doğduğumuz ailenin korumasına muhtaçlık mecburiyeti, uzun süren bebek ve çocukluk dönemi, kaçınılmaz sosyal ilişkileri, maddi ve manevi duygusal bağların oluşmasında en önemli sonuçtur diye düşünüyorum. Konuyu sosyal bilimcilere bırakarak bu yazının konusu olan insanın doğal müttefiklerinin siyasi mücadeleye nasıl yansıdığına altlık oluşturmaktı.
Evet, herkesin birey olarak en yakından en uzağa kadar bir üçgenin açıları gibi genişleyen, genişledikçe uzaklaşan soy ağacı oluşur. Ana-baba, kardeşler, amcalar ,dayılar, halalar, teyzeler, kuzenler ve onların çocukları gibi.. Birde bunlara akraba olmayanlar sosyal hayatın içinde ortak çıkar ve duygu dünyasına kattıklarımız vardır. Sonradan edinilmiş kültürel, inançsal aidiyetler. Dostluk, arkadaşlık, komşuluk, bir adım ötesi hemşehricilik duygusu, dahası aynı ülkenin yurttaşı olmak ve insan türü ailesinin üyesi olmak gibi.
Lakin sınıflı toplumlarda her şey mülkiyetle şekilleniyor.  Mülk ve servetin elde edilmesi ve sınırsız güce ulaşma rekabeti, ötekinin mağduriyeti birilerinin kazancı, ötekinin yoksulluğu bir avuç azınlığın zenginliği, ötekinin yenilgisi birinin zaferi olarak kutsanmışsa, ekonomik, siyasi  çıkarlar ideolojik dayanağı olmadan  kazanılamaz. 
 14 mayıs seçimlerine gün be gün yaklaşırken,  ideolojik akrabalıkların geçmiş yıllara oranla daha netleştiğine tanıklık ediyoruz.  Sistemin AKP öncesi, AKP sonrası izlediği süreçte,  Kapitalist noe liberal politikaların en vahşi uygulamalarında, yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş, ülkenin kaosa battığını yaşıyoruz. Yönetememe halinin, yirmi kusur yıllık AKP  iktidarının yerli ve uluslararası ortaklarıyla nasıl bir sömürü ve zülüm düzeninin ortaçağ ideolojik aklın ibretlik yenilgisinin ayak seslerinin tehlikeli ittifakların oluşmasını izliyoruz. Huda- Par, BBP, MHP ve AKP  ta başından beri siyasi akrabalıkları aynı ideolojik atadan geliyordu. Şimdinin sıkışmışlık ortamında çok daha belirginleşti. Feto ise “kardeş kavgasında” yenilen taraftı. Aile kavgalarının kanlı örnekleri de başka bir konu.
Millet ittifakı olarak şekillenen  AKP’nin vahşice tahribatına uğramış, laik seküler  modernizmin, kapitalist neo liberal metotlarla “tamir tadilat” taraftarlarının ortaklığı, uzak yakın akrabalığı da başka bir ittifakı ortaya çıkardı. Kapitalizmin ekonomi politiği temelinden şaşmadan, ülkenin gelecek yol haritasının “ Muasır medeniyet”e yönelmesi bakımından halk kitlelerinin dikta heveslilerine geçit vermeme duygusunu harekete geçirmesi, uzak ve dolaylı ittifakların temasını sağlaması, seçimleri öncekilerden çok daha farklı bir zemine taşıdı. Sonuçlarını hep birlikte görmek istiyorsak sandığa gitmek ve oylara sahip çıkmak herkes için görevdir.
Öte yandan safların bu kadar netleşmesi ve siyasi akrabalığın ittifak şeklinde bir başka kazancını da belirtmek gerekir. Yakın tarihimizde 1960, 1972, 1980, 2002 tarihsel kırılmalarında kapitalizmin sömürü, talan ve zülüm kodları değişmeden inişli çıkışlı farklı ellerde yoluna devam ederken, karşıtını da büyütmüş “Emek ve Özgürlük”  demokrasi bloğunu, Sosyalist Güç Birliği gibi, sistem dışı güçleri birbirine daha da yaklaştırarak tarihinin en güçlü, en kitlesel gücüne dönüştürmesini de ezilenlerin kazanç hanesine yazmak gerekir. 
Geleceğin eşitlik ,özgürlük ve adalet taleplerinin kazanca dönüştürmek ve kalıcı koruyuculuğu için ülkenin bütün ezilenleri adına “amaların fakatların” tuzağına düşmeden demokrasi cephesini büyütmekle mümkündür.. Buda sol ve sosyalist güçlerinin boynunun borcudur.. Aksi halde kazanılmış hakların nasıl bir gece imzasıyla yok edildiğinin kaçıncı tanığıyız. Suçu hakları gasp edenlerden çok,  gaspın yapılmasına fırsat yaratanlar sorumlu olmazlar mı?
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...