İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Unutma vicdansızlığına düşmeyelim...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Dönemin seçim atmosferi dönemine denk gelmesi şansızlığı felaketler için ayrıca  kayıp ve şanssızlık olmuştur, maalesef.
Henüz bölgede geçici barınma sorunu çözülememiş iken kalıcı barınma bahsine yoğunlaşan hükümet oy kaygısiyla depremzedelerin perişan olmasını görmezden geliyor.
Geçici barınma sorunu bir an önce çözülmezse önümüzdeki zamanlarda havaların ısınmasıyla daha büyük sorunlara hastalıklara  yol açma tehdidiyle karşı karşıya olabiliriz.
Israrla  ve devamla bu konunun üzerinde durulmalı felaketzedelerin koşullarını sürekli gündemde tutmalıyız.
Ayrıca bölgede yoğun bir şekilde yaşayan mülteciler Suriyeliler yabancı misafirler ağırlıklı, bu da seçim güvenliği noktasında çeşitli kurumların, siyasi partilerin ısrarla üzerinde durduğu koordine edememe sorunu umarım seçimlerde bir kaos yaratmaz.
Zaten bölge özellikle de Hatay’ın yoğun bir Suriyeli nüfus yerleşim nedeniyle demografik yapısının bozulduğunu biliyoruz.
Hava şartlarının da malum kış koşullardan dolayı kar yağmur çamur fırtına olması ayrıca sorunu daha da büyütüyor çadırda yaşayan insanların koşullarını da ağırlaştırıyor o nedenle öncelikle geçici barınma sorununun nitelikli  yaşanabilir bir şekilde çözülmeden kalıcı konutlarda acele edilmesi ısrarcı olunması, kaldı ki bölgenin hala artcı sarsıntılarla sallanması, Bölgenin ayrıca fay hatlarının üzerinde olması  zemin etütlerin bilimsel olarak yapılmaması nedeniyle de ayrıca bir risk oluşturmaktadır.
İnsanların çaresizliği yoksulluğu siyasal kavgalara kişisel hırs ve çıkarlara tercih edilmesinin önüne geçilmelidir. Ancak bu konuda devlet kurumlarının ve siyasal partilerin yeterli gerekli ve öncelikli bir çaba içerisinde olmadığını üzülerek görüyoruz.
Bu duyarsızlığa yardımlarında maalesef  ilk günlere oranla yavaş yavaş azaldığı gerçeğinide görüyoruz. Bölge insanı çaresizliği ve yoksulluğuyla baş başa kaldı. Bu yoksulluk, çaresizlik yıllarca katlanarak sürecek gibi görünüyor.
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...