İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

AYRIŞTIR'MA!

YAYINLAMA:

Toplumumuzun hemen hemen her kesiminde bir ayrışmadır gidiyoruz. Bu sayfada konumuz “otomotiv” olduğu için ben oradan ilerlemek istiyorum. Geçen hafta yıllardır merakla beklediğimiz “Türkiye’nin Otomobili” ile tanıştık. Bu köşede, geçmiş süreçte yaşanan tüm aksaklıkları, yanlışları hiç kimseden çekinmeden açık açık yazan bir gazeteci olarak çıkan sonucu ben çok beğendim. Ama konu benim beğenip beğenmemem değil… Çünkü bir otomobili beğenip beğenmemek sübjektif bir seçim. Yani kişiden kişiye değişir. Benim burada üzerinde durmak istediğim konu ne olursa olsun ayrışma ve ayrıştırma meselesi. En basitinden, kendimden örnek vereyim. Bu köşede yerli otomobil sürecini eleştirdiğimde “muhalif, övdüğümde de “yandaş” oldum. Bu sadece benim için de geçerli değil, tüm meslektaşlarım için yol aynı kapıya çıkıyor. Yani, “öküzün altında buzağı aramak” deyim olmaktan çıkmış yaşam felsefesi haline gelmiş ne yazık ki…

Bu projenin de fikir babası, ısrarla yapılmasını isteyen ve kurumları teşvik eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olunca konun ekseni ister istemez “siyasi” bir boyut kazanıyor. Oysa yerli otomobili üretecek olmamızın olsa olsa ekonomik ve sektörel boyutu tartışılmalı. Fakat ayrışmanın ve ayrıştırmanın alışkanlığı ile “yerli-yersiz” her şey eleştiriliyor.
Biz hangi ara böyle olduk bilmiyorum. Hep mi böyleydik? Ya da sosyal medya paylaşımlarıyla mı bu yönümüz köpürdü, emin değilim. Bu köşede bir kişi veya kurumu ne zaman olumlu yönlerini öne çıkartıp övsem “hayrola parlatmışsın”, aynı kişi ve kurumun olumsuz yönlerini eleştirsem “hayrola geçirmişsin” yorumlarıyla karşı karşıya kalıyorum. Oysa biz gazetecilerin görevi neyi görüyorsak onu yazmamız. Mutlaka bu durumu istismar eden gazete ve gazeteciler de çıkacaktır, çıkıyor da… 9 yılda 71 kez “yerli oto yollarda” haberi yapmak da doğru değil; bilgi sahibi olmadan “bu otomobilin neresi yerli” fikrini savunmak da doğru değil… Hep aynı şeyi söylüyorum; biz gazetecilerin taraf olmak, desteklemek, arka çıkmak gibi bir misyonumuz yok, olmamalı da…
OGD VE TOGG
Otomotiv medyasının çatı örgütü Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) üyeleri “Türkiye’nin Otomobili”ne başarılar dileyen ortak postlar paylaştılar. İçlerinde ben dahil bu süreçte TOGG’u eleştiren yazılar yazan da, öven meslektaşlarımız da var. Bugüne kadar her kuruma karşı olduğu gibi OGD’ye karşı mesafeli bir duruş sergileyen TOGG Ceo’su Gürcan Karakaş, umarım bundan sonra OGD ile iletişimi daha da arttıracaktır. 5 yıldır üyelerinin oylarıyla “Türkiye’de Yılın Otomobili”ni seçerek otomotiv sektörüne önemli bir katma değer katan OGD’nin TOGG ile iletişiminin güçlü olması gerekmektedir diye düşünüyorum.
Bu saatten sonra “ayrışma veya ayrıştırmaya” değil daha akılcı ve objektif yaklaşımlarla kaynaşmaya ihtiyacımız var…
Yeni yılda her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...