İstanbul
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DÜNYA TALANA HAZIRLANIRKEN BİZ YARDIMA KOŞUYORUZ

YAYINLAMA:

Ey korona sen nelere kadirmişsin...

Kimine virüs korkusu kimine de kin, öfke, nefret, ayrışma, çıldırma aşıladın!
Vatandaş tedirgin bir halde kendini, ailesini, sevdiklerini korumanın ve evine götüreceği ekmeğin peşindeyken bir kesimde onların kaygıları üzerinden kaos çıkarmanın peşinde!
Şunu söyleyeyim bu ülke kaoslara geçit verseydi bunca etnik kimliği huzurla bünyesinde barındıramazdı... Ki onlarca yıldır oynanmaya çalışılan oyunlara rağmen!
Evet Cumhurbaşkanı Erdoğan ülke genelinde bağış kampanyası başlattı. Kimin gönlünden ne koparsa bağışlasın dedi. Zorla değil, gönülle! Vekiller, belediyeler, bakanlar, firmalar, memurlar, vatandaşlar kendi bütçesinin el verdiği kadar ‘bizde varız’ dedi... Cumhurbaşkanı Erdoğan bu çağrıyı yapmadan çok önce bu yardımlar kolilerle başlamıştı zaten. Dedim ya biz çok müstesna, çok güçlü bağları olan, çok köklü bir ulusuz... Demeden de biliriz ve görürüz yardımı, paylaşmayı, el uzatmayı. Misal Trabzon Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Tunceli Valisi Tuncay Sonel, Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, oteller ve daha nicesi eli yettiğince ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya başlamıştı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla durum daha kurumsallaştı ve yaygınlaştı. İyi de oldu. Bu arada küçük bir parantez açmak istiyorum. Yapılan yardımlar içinde öyle isimleri gördüm ki; ‘bu kadarcık mı çıktı cebinizden yuh olsun’ demeden de edemedim... Ya da ‘eee bu firma yıllardır kazandı kazanıyor bu devletten yardımın başını çekmeliydiler’ dedim. Veya nerede bu ülkenin o kelli felli sanatçıları, oyuncuları, ünlüleri, bir çantaya-saate-ayakkabıya binlerce lirayı bayılanları dedim...

Gelelim zurnanın zart dediği yere. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘herkesi yardımda bulunmaya davet ediyorum’ demesiyle bir kesim savaş tamtamlarını çalmaya başladı. Vay efendim devlet yardım toplar mı, yok efendim bu nasıl saçmalık... Olabilir bu açıklamayı beğenmeyebilirsiniz. Katılmayın, vermeyin diyicem dönüp bakıyorum tüm muhalefet partileri kendi bünyelerinde yardım kampanyaları yürütüyor! İşte orada şunu diyesim var; tamam vermiyorsunuz, tamam bu ne saçmalık diyorsunuz o zaman siz neden topluyorsunuz? Ve verene neden mani oluyorsunuz be kardeşim! Şu an ki mevzu devletin parası var mı yok mu olmamalı! Şu an ki mevzu bu beladan elbirliğiyle en kısa zamanda kurtulmak olmalı...
Bu ülkenin paylaşma dürtülerinin önüne kimse geçemez unutulmasın. İçimize hiç ama hiç sinmese de dünyanın sırtını döndüğü milyonlarca Suriyeli mülteciye bile kapı açtık. Daha ne olsun?
Tüm kösteklere inat bizde herkes kendi çapında yardıma koşarken dünyayı parmağında sallayan ABD’de koronavirüs ile birlikte silah satışı patladı. Çünkü en küçük sıkıntıda saldırma, talan etme, yağmalama, öldürme genleriyle yoğrulan Amerikalılar birbirinden korkuyor!
Hemen dibimizdeki Iraklılar da yağmalama, saldırı, gasp ve kaos korkusunu şimdiden yaşıyor! İngiltere’de de durum farklı değil Hindistan’da ve nicelerinde de... Fakat burası Türkiye unutulmasın!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...