İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ne olacak bu gençliğin hali!

YAYINLAMA:

Hani derler ya “Zamane gençliği çok şanslı” ya da “Zamane gençliği çok tembel.” Her zaman birileri bir şeyler diyecek. Bu söylemlerin bazen çok iyi niyetle, bazen pişmanlıkla, bazen de kıskançlıkla olduğunun hepimiz farkındayız. Çünkü bu kalıbı kullanan teyzelerimiz ve amcalarımız da geçmişte zamane gençliğiydi.

Bir genç olarak biliyorum ki yaşıtlarımın birçoğu ailelerinden “Ben senin yaşında yağmurda çamurda okula 15 kilometre yürüyerek gidip geliyordum” hikayelerini dinledi. Acaba bizim ailelerimiz kendi ailelerinden hangi hikayeleri dinlerken “Biz şu an bunu neden dinliyoruz? Devir değişti.” diyorlardı.

Evet nesiller arası devir değişti ve hızla değişmeye devam ediyor. Biraz zamane gençliğinin şanslarından bahsedelim. En başta aklıma internet geliyor. İnternet çağı, ne güzel bir şans değil mi? İstediğin her şeye anında ulaşıyorsun. Bugün dünyada neler oldu? Arkadaşlarım nerelerde? Neler yapıyorlar? Tek tıklama ile her şeyi öğrenebiliyorsun.

Peki bu bahsettiğim gibi büyük bir şans ise neden bu internetten uzaklaşmak için tedavi gören milyonlar var. Çünkü internet çağının güzelliklerinin dışında çok tehlikeli yönleri var. Yalan bilgilerin büyük kitlelere ulaşması, internete erişimin yokken acaba ne kaçırıyorum korkusu ve bağımlılık. Gençler günün 8-10 saatini ekran başında geçiriyor. Sizce bu 8-10 saatin ne kadarını yararlı içerikler için kullanıyorlar? Bence hepimiz cevabın ne olduğunu biliyoruz. Burada yanlışı yapan, suçlu olan sizce zamane gençliği mi? Bence kesinlikle hayır. Tarihte çağ değiştiren buluşların neredeyse hepsini kullanılabilecek en kötü halinde kullandık. Ateş bulundu insanları yaktılar, elektrik bulundu insanlara işkence ettiler, yazı bulundu yalanlar ve iftiralar lafta kalmadı.

Bu yazdıklarımın yaşanmış olması gençler için bahane mi tabi ki hayır. Herhangi bir şeyin kötüye kullanım ihtimali olan her durumda bu ihtimali gerçekleştirecek insanlar maalesef var ve var olacaklar. Kötülük ve eğitimsizlik olduğu sürece yanlışlar devam edecek. Biz iyi insanlara düşen de buna karşı savaşmak. Neredeyse her şeyin çözümünün eğitim olduğunun hepimiz farkındayız. Okumayı, yazmayı, konuşmayı ve yürümeyi öğrenirken nasıl bir eğitim sürecinden geçiyorsak internetin doğru kullanımının da eğitimin içinde yeri olmalı. Küçük yaştan itibaren internetin doğru kullanımının içinde olduğu bir eğitim sisteminin ne kadar faydalı olacağını bir düşünsenize.

İnternet bağımlılığında yanlış yapanın gençler olmadığını söylediğimde suçu ailelere atacağımı sanmış olabilirsiniz. Telefonun, bilgisayarın, oyun konsollarının başındaki çocuklara sadece “Kalk artık şunun başından” diyenlere suç atabilirim fakat sadece kalk artık demek yerine ona harcayacağı vakti başka nerelere harcayacağını uygulamalı olarak gösterenlere de teşekkür ederim. Gençlerin ellerinde telefon, bilgisayar ve oyun konsollarından çok kitaplar, toplar ve bisikletler göreceğimiz günleri tekrardan çabucak inşa ederiz umarım. Ne olacak bu gençliğin hali diyen teyzelerimiz amcalarımız aynı şekilde söylenmeyeceği yarınlar için eğitimi ve doğruyu paylaşmaya devam edelim.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...