İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÖZERKLİK Mİ, O DA NE?

YAYINLAMA:

Konumuz spor ve ülkemizin olmazsa olmazlarından, takım sporumuzun gözdelerinden, zor durumda olan futbolumuz. Olacaklar belliydi. Biraz dikkatle bakıldığında perşembenin gelişi çarşambadan görünüyordu.

Dünya futbolunda, profesyonelliğin ve kurumsallaşmanın en güzel örneklerinden olan futbolun nerelerde olduğunu artık ülkemizde yediden yetmişe herkes takip edebiliyor. Hem çok profesyonelleşmişler ve profesyonelliğin tüm kurallarını öncelikle uluslararası kurallar denetiminde çok iyi uygulayabiliyorlar. Doğaldır; futbolun içindeki tüm kulüpler olabildiğince kurumsallaşmışlar, milyarların döndüğü en etkin takım sporlarından futbolu sergiliyorlar. Başta FIFA ve UEFA’nın denetimindeki tüm ülke federasyonlarının özgün kurallardan oluşturdukları uygulama biçimleriyle yürütmeye çalışıyorlar.

Bütçeleri ile dünyanın en önde gelen sanayi haline gelen futbolun yönetilmesi pek de kolay değil. Merkezi yönetimin denetiminde, bütçeleri çok büyük bu kulüpleri yönetmek çok profesyonelce bir iş. O nedenledir ki, futbol yöneten kurumların olabildiğince özerk ve özel yasalarla yönetiliyor olmasından asla taviz vermiyorlar. Bu konuda, dünya futbolunu yöneten FIFA, UEFA; bağlı ulusal federasyonların kuralların uygulamasında hata ve yanlış yapmalarına asla izin vermezler. Uyum sağlayamayan, eksik, yanlış ve hata yapan federasyonlar anında uluslararası organizasyonların dışında bırkılırlar.

Bu konuda birçok örneği görmüşüzdür. Genel kurallara uyulması, transferler ve yabancı transferlerinde yaşanan olumsuzluklar anında FIFA ve kurulları tarafından takip edilir ve sonuçlandırılır.

Bu konuda ülkemiz futbol takımları, yabancı transferlerle ilgili birçok yaptırım ile karşılaşmışlardır. Bunlardan en yenisi; Trabzonspor, transfer ettiği yabancı futbolcularla yaşadığı mali konular nedeniyle bu dönem Avrupa Kupalarına katılamama durumuyla karşı karşıyadır. Henüz tam olarak netleşmedi ama son bilgiler, lig ikincisi olarak Şampiyonlar Liginde ön eleme oymaması gereken Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi dışında kalabileceği şeklindedir.

FIFA ve UEFA’nın olmazsa olmazı; ulusal ülke federasyonlarını olabildiğince özerk olmalarıdır. Bildiğimiz ve yıllardır söylenen TFF’nin de özerk bir kurum olduğudur. Ülkemizde profesyonel futbolumuzu yöneten kurumlar, tüm futbol organizasyonu ve müsabakaları Türkiye Futbol Federasyon’u tarafından FIFA ve UEFA kuralları doğrultusunda yönetilir.

Kısacası, TFF’de tüm ulusal federasyonlar gibi, futbol organizasyonlarının yönetimleri konusunda FIFA ve UEFA’nın kurallarını uygulamak zorundadır. Herhangi bir siyasi etki veya benzeri farklı bir baskıyla uluslararası kurallara aykırı davranamaz. Eğer, futbolunun uluslararası organizasyonlar dışında kalmasını istemiyorsa.

Yıllardan beri konuşulur; özerk futbol ve onu yöneten Türkiye Futbol Federasyonu. UEFA’nın birkaç yıldır uyguladığı UEFA FinansalFairplay konusu ve buna bağlı olarak TFF’nin her sezon başlangıcında transfer harcamalarının kulüpler mali yapısında yarattığı olumsuzlukları kontrol edebilmek için uyguladığı harcama limitleri uygulamasıdır. Bu konu bu yıl tam anlamıyla tartışma sağanağına dönüştü. Kulüplerin bazıları durumdan çok şikayetçiler. Bir iki gün önce 8-10 kulüp bu konudaki şikayetlerini görüşmek üzere TFF ile bir araya geldiler. Öncelikli konu; harcama limitleri idi. TFF’nin açıkladığı harcama limitleri oranlarının neye göre hesaplandığı konusu tartışıldı. Özellikle dört büyükler arasındaki oransızlık gündemin birinci maddesiydi. Bu konudan en çok rahatsız olan Fenerbahçe idi. Bir süre önce, büyük kulüpler borçlarının yapılanması için bankalarla anlaşma yapmış, Fenerbahçe ise bu yapılanma şartlarının, kulüplerin altından kalkamayacağı bir uygulama olduğunu ileri sürerek bu yapılanmayı kabul etmemişti. Hesabını yapabilen ve vergi borcu olmayan Fenerbahçe, kendi olanaklarıyla sorunu çözme yolunu tercih eti.

Görünen o ki; bu durum, harcama limitleri hesaplamasında Fenerbahçe’nin aleyhine işledi veya söylenenlere göre aleyhine işletildi. Haksızlar mı, göreceğiz. Herkes; toplantı sonrasına TFF Başkanının söylediği şu sözüleri konuşuyor şimdi; “Ben Fenerbahçe Başkanı olsam, kabul ederdim.”

TFF ile katılan kulüpler arasındaki toplantıda harcama limitleri konusunda bir sonuca varılamadı.

Konuyu haftaya ayrıntılarıyla inceleyeceğiz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...