İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Biz insanlar...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Üzülmek en temel insani duygulardan biridir. Mutluluk duyarız, korkarız, şaşırırız, öfkeleniriz, üzülürüz... Hepsinin bir sebebi vardır, durduğumuz yerde hiçbir şey olmamışken bir şeye şaşırmayız. Üzülmek belki de hepimiz için bir insanın yaşamasını istediği son duygudur.

Bulunduğumuz şu günlerde belki de yüzümüzü biraz olsun güldürecek şeyler görmekte zorlanıyoruz. Dünyanın hep birlikte mücadele verdiği bir virüsle karşı karşıyaydık, insanların lanetli gördüğü 2020 yılını atlattık ve hayatımıza devam ediyoruz. Ama bu ne 2020 lanetliydi ne de gelecek yıllarımız çok daha iyi geçecek anlamına gelmiyor. Biz insanlar bir nesneye, bir varoluşa anlam yüklemeyi severiz; kara kedi uğursuzdur, dört yapraklı yonca şanstır, başımıza bir kuş pislediğinde bile talih getirdiğine inanırız. Bir şeylere anlam yüklemektense onu varolduğu gibi görüp devam etmek daha iyidir diye düşünüyorum.

Üzülmek ve diğer duyguların kontrolü elimizde olduğunu bilmemize rağmen neden onları kararınca yönetemiyoruz. Çoğunlukla ‘’Yapamıyorum, engel olamıyorum.’’ Dediğimiz şeylerin kontrolü bizde ve bunu nasıl kullanmamamız gerekiyorsa öyle kullanıyoruz çoğunlukla. Bu yazıyı bir duygu kontrol uzmanı ya da terapist olarak yazmıyorum, çevresinde yüzü asık insanların yoğunluğunu azaltmak isteyen bir insan olarak yazıyorum.

Üzülmek için bir çok sebebimiz var; kendi vücudunu beğenmez üzülürsün, emek verdiğin bir şeye kötü yorum alır üzülürsün, belki de en kötüsü değer verdiğin bir insanı kaybedersin ve üzülürsün. Her birimizin yaşayabileceği bu durumlar ortaktır ama verdiğimiz tepkiler çok büyük farklılıklar gösterir. Çok değer verdiğin bir insanı kaybettikten sonra yıkılıp uzun bir süre kendine gelemeyebilirsin. Bu durum senin günlerini aylarını ve hatta yıllarını alabilir ama sen üzülüyorsun diye bir şey değişmez. Onu an, hüzünlen ama onun da istemeyeceği gibi hayatına zarar vermesine izin verme. Bunu tüm üzüleceğimiz şeyler için uygulayabiliriz. İnsanlar bana gamsız diyor ama ben bana gamsız diyenlerden daha çok duygusal ve duygulara değer veren bir insan olduğuma inanıyorum.

Uzun zamandır benim bir şeye üzülmediğimi hiçbir şeyi kafama takmadığımı söylüyorlar. Ben üzülüyorum ama duygularımın bana zarar vermesine izin vermemeye çalışıyorum. Bunu sadece üzüldüğüm zaman değil diğer duygularda da uygulamaya çalışıyorum. Korkunun verdiği bir endişeyle yanlış şeyler yapmaktan çekiniyorum, şaşırdığım olayda donmak yerine olayı anlamaya çalışıyorum, öfkelendiğimde öfkemle hareket etmektense önceliğimi öfkemi dindirmeye veriyorum. Bahsettiğim gibi kontrolü bizde olan duygularımızı olması gerektiği gibi yönetmeye çalıştıkça hayatımızda olacak değişikliklerin farkına varabileceğiz. Her zaman mutlu olacağız demiyorum, olmayalım da zaten. Her şeyin olumlu gittiğini düşünsenize, bir süre sonra normalde sizi mutlu edecek şeyler bile yetersiz gelecek. Kontrolü elimizde tutalım ve gerektiği kadar üzülelim gerektiği kadar mutlu olalım bu hayatta. Keyfiniz güzel sağlığınız yerinde olsun...

[email protected]

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...