İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Biz olmayı hatırlayalım

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Tarih boyunca yönetilenlerin elde ettikleri kazanımların hepsi toplumsal hareketlerden etkilenerek kazanılmıştır. Yönetenler, yönetilenlerden belirgin bir tepki veya baskı görmeden taviz vermemişlerdir. Halk kimi zaman sokaklara dökülerek kimi zaman çeşitli eylem ve grevler yaparak haklarını elde etmiştir. Çağ açıp çağ kapatan Fransız İhtilali, imparatorlukların yıkılıp ulus devletlerin kurulmasına, yepyeni fikirlerin dünyaya yayılmasına sebep olmuştur. Fransa’da rejim değiştiren bu ihtilal, halkın tepkisiyle başlamıştır. 1960’lı yıllarda ABD’de Vietnam Savaşı’na yönelik tepkiler, zaman içinde büyük çaplı bir toplumsal muhalefete dönüşmüştür. Yine ABD’de ırkçılığa karşı yapılan eylemlerin sonucunda siyahiler oy hakkı elde etmiştir. Bunun gibi birçok olay toplumsal hareketliliğin önemini göstermektedir.

Günümüz dünyasında neo-liberal çağın etkisiyle bireysellik ön plana çıkmıştır. İnsanlar ‘biz’ olarak değil, ‘ben’ olarak düşünmekte, olaylara ‘ben’ olarak tepki vermektedir. Bu durum, genel bir toplumsal tepkisizliğe yol açmaktadır. Günümüzde olaylara verilen tepkiler sosyal medyada yazılan birkaç gönderiden ibaret kalmaktadır. Sosyal medyanın kısıtlanabilirliği ve toplumun azımsanamayacak bir çoğunluğunun sosyal medya kullanmadığını göz önüne alırsak bu gönderilerin toplumsal bir hareketliliği başlatmaya yeterli olmadığını görebiliriz.

Bu genel hareketsizlik, yönetenlerin işini kolaylaştırmaktadır. Artık halk herhangi bir toplumsal olayda ezilenle değil ezenle empati kuracak kadar kayıtsızlaşmıştır.

Bu kayıtsızlığı değiştirmek hepimizin elinde. Artık ‘biz’ olmayı bir olmayı hatırlamalıyız. Sadece sandığa bel bağlamadan, iyi niyetli olduğuna inandığımız yöneticilerin insafını beklemeden anayasal hakkımız olan eyleme geçme hakkımızı kullanmalıyız. Neyi iyi yapıyorsak onu kullanarak ses çıkarmalıyız. Bazen konuşarak, bazen yazarak, bazen el ele sokaklarda yürüyerek tepki vermeliyiz. Bizim gibi düşünenlerle, ‘Bu böyle olmamalı’ diyenlerle bir araya gelmeliyiz.

Rüzgara karşı tek başımıza direnemeyiz ancak hep birlikte rüzgarın yönünü değiştirebiliriz. Başkalarının harekete geçmesini, kahramanlık yapmasını beklemek yerine harekete geçelim. Mücadele ederek birbirimize umut olalım, cesaret verelim. Yalnız değiliz, şimdilik bir arada değiliz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...