İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DARAL GELDİ

YAYINLAMA:

“Evde kal” uyarılarının hedefindekiler biz 65 yaş üstüler. “Evde Kal” dendiğinde işaret edilenler sadece bizleriz. Yaklaşık altı aydan fazladır bu ikazı kendimizi uyuturcasına, evlere tıkılıp kaldık.

İnsanlığın başına dert olan koronavirüs salgınının üzerinden altı ay geçti ama, yarının ne olacağı konusunda üzerimize çöreklenen yoğun endişe bulutlarından henüz kurtulabilmiş değiliz.

Bu konu ile ilgili var olan karamsarlığımızı, yaşadıklarımızı birkaç cümle ile şöyle dile getirmiştim; “Bu günlerde salgında durum nedir belli değil. Bir tarafta; pandeminin yaşattığı, iyice karmaşıklaşan ve tüm planların alt üst olduğu, dayanılmaz yaşam şartları, diğer tarafta ise; o zor şartlarda geçinebilme zorlukları. Ve, süresi, geleceği pek de belli olmayan bu salgın döneminde yapılacakların iyice imkansızlaştığı bir dönemle yarışır durumdayız.

“Evde Kal”, evde kal, evde ne yapacağımız konusunda pek de bir şey söyleyemiyorlar. Başımızın çaresine bakmaya terk edilmiş gibiyiz.

Bu durumda yapılacak üç şey var.

Birincisi; ayaklar tutulmasın, kaslarımız tembelleşmesin diye evdeki odalar, varsa balkonunuz arasında adım sayarak yürümek.

İkincisi; çaresizlikten en çok yapılan dinlenebilmek ve bunu da sürekli yatarak yapmak.. Bu en tehlikelilerinden biri. Sürekli yatınca çok fazla aklınıza getirmek istemediğiniz hastalıklarla baş başa kalıyorsunuz, moral bozukluğundan vücut direnciniz düşüyor. Ben bunu asla tercih etmiyorum. Gece bile olabildiğince az zamanımı yatarak geçiriyorum.

Üçüncüsü ise; en çok yapma ihtiyacını hissettiğimiz televizyonda; haber izlemek, saat doldurmak için yerleştirilen dolgu programlarını, yemek ve kadın programlarını, sürekli tekrarlanan naftalin kokan dizileri ve filmleri izlemek. Bu dönemde en çok başvurulan zaman geçirme yöntemlerinden en yaygın olanı ise yediden yetmişe herkesin elinden düşmeyen akıllı telefonlarla haşır neşir olmak.

Buna yaşamak diyorsanız işiniz rast gitsin. İnsan bazen dinlenebilmek için evde kalıp kuralsız, plansız bazı şeyleri yaparak zaman geçirmek istiyor ama, bunu en fazla bir iki güne yayabilirsiniz. Fazlası iyice abartı olur.

İşte, bu pandemi döneminde korunma önlemlerinin en etkili ve geçerli olanı, biz 65 yaş üstüler üzerinde uygulanandır. İlk akla gelen neden bizler oluruz, birileri bize anlatsa iyi olacak. Neden önlem denince hep 65 yaş üstüler akla geliyor.

Televizyonlarda bu konuda açıklama yapanların ilk söyledikleri 65 yaş üstülere yönelik.

Bilinmeli ki; pandemi döneminde bulaş tehlikesini önlemek için ilk akla gelenler biz 65 yaş üstüler olmaktan bıktık. Farkında mısınız, “evde kal”maktan iyice bunaldık. Korkudan doktora, hastaneye gidemiyoruz. İyi miyiz bilemiyoruz.

Ne dersiniz bir de bunu düşünseniz!

BİR TUTAM TEBESSÜM

EVDEKİ KOKU

Temel bir gün Dursun'un evine misafirliğe gitmiş. Yatma zamanı geldiğinde Dursun Temel’e demiş ki; - “Bak Temel evde bir tane tuvalet vardır. Eğer ihtiyacın varsa şimdi yap. Çünkü bütün gece boyunca yapamazsın. Tuvalete geçmek için yattığın odadan bizim odaya geçmen gerekli. Beni ve Fadime'yi rahatsız edemezsin”, demiş. Temel şöyle bir düşünmüş. O an ihtiyacının olmadığına karar vermiş.

Herkes yatmış. Fakat Temel’in bağırsak faaliyetleri onu son derece rahatsız etmeye başlamış. Ne yapsın. Tuvalete gidemez. Odanın penceresini açmış bakmış ikinci kat atlayamaz. O sırada pencerenin pervazında duran saksıyı görmüş. Almış onu içeriye, çiçeği toprağıyla beraber çıkarmış ve büyük tuvaletini yaparak saksıyı toprağıyla ve çiçeğiyle beraber yerine koymuş ve tekrar rahat bir şekilde uyumuş.

Ertesi sabah herkes uyanmış ve vedalaşmışlar Temel evden çıkıp gitmiş.. Aradan 3 ay geçmiş ve Temel, Dursun'dan bir mektup almış. - “Ula Temel, bizde kaldığın gece tuvaletini yaptığını söylemiştin. Nereye yaptıysan söyle, senden sonra üç ev değiştirdik hala koku çıkmadı”.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...