İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Son adalet bükücü

YAYINLAMA:

"Bende candan önce onur ve şeref gelir. Ucunda ölüm dahi olsa onurumdan ve şerefimden tek bir parça taviz vermem. Onur ve şerefim satılık değil, maaşım kadar hiç değil. Giydiğim cüppeye asla leke getirmedim. Alnım apaçık" bu Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığını YSK’ye taşıyan yargıç Ahmet Çakmak’ın HSK’ye verdiği savunma.

Sonuç; Erdoğan'ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adaylığına itiraz eden Hakim Ahmet Çakmak HSK tarafından farklı gerekçeler sunularak iki kez yer değiştirme cezası. 24 saatte 850 kilometre ötedeki görev yerine gitmediği için hakkında soruşturma. Devamında ihraç istemiyle disipline sevk ve en sonunda da HSK İkinci Dairenin Hakim çakmak hakkında 6 Temmuz'da verdiği meslekten ihraç kararı.

Oysaki sadece hakim çakmak değildi Sayın Cumhurbaşkanının 3 kez aday olması “hukuken mümkün değil” diyen. Mesela; Sayın Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Sayın Akşener, Sayın Karamollaoğlu, Sayın Babacan, Sayın Davutoğlu’da aynı cümleleri zikrederken Cumhurbaşkanı RTE’nin karşısına aday çıkarıyor olmak 6’lı masanın da “anayasayı ve hukuku tanımadığı anlamına gelirdi.”

Ki büyük ihtimalle Hakim Çakmak 6’lı masanın liderlerinin kararlı duruş sergileyeceklerini düşünmüştü. Yoksa bugün hakim Çakmak kendisine yaşatılanlara karşı verdiği mücadelesinde tek başına kalmazdı.

Ve işin asıl garip olan tarafı ise 10.240 Hakimden 10.239’u sessiz kalarak Cumhurbaşkanının 3. kez aday olmasının hukuka aykırı olmadığını düşünürken bu duruma sadece Hakim Çakmak’ın itiraz ediyor olmasıydı.

Oysaki aynı hukuk kitapları ile eğitim görüp hakim ve savcı olan hukukçular arasında düşünce, verilen kararlar arasında çelişki var ise burada eksik olan şey kişinin ya vicdanıydı ya da hukuk kitabını tersten okumuştu. Yoksa “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını koruyacağıma; görevimi doğruluk, tarafsızlık ve hakka saygı duygusu içinde, her türlü etki ve kaygıdan uzak olarak Anayasanın dayandığı temel ilkelere uygun hukuk anlayışı içinde, sadece vicdanımın emrine uyarak yerine getireceğime namusum ve şerefim üzerine and içerim.” Diyerek yemin eden birinin “12 yaşındaki çocuk hakkında tutuklama kararı veriyor.” Ya da bir yargı mensubunun cinsel istismara maruz kalan bir kişiye “Ben niye tecavüze uğramıyorum da sen uğruyorsun” diyebiliyorsa o zaman Hakim Çakmak’ın da dediği gibi bu ülkede ki yargı mensuplarının “eğitime alınması şart”

Çünkü bu ülkede liyakatli yargı mensupları ile sadakatçı yargı mensuplarını ayırmak gerekir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...