İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

"BARBARLAR VE YOBAZLAR"

YAYINLAMA:

Yaklaşık 2 buçuk yıldır köşe yazıyorum.

Köşe yazmaya karar verdiğimde akademisyenliğimin getirdiği; tez konuları, araştırma yazıları, dosya ve belgeseller gibi çalışmaların bana fazlaca avantaj sağlayacağını düşünmüştüm.

Öyle ya,

Yazım işine alışıktım ve rahatlıkla bu işi de kotarabilirdim.

Ancak baktım ki kazın ayağı hiç de öyle değil…

Çünkü öyle netameli konular var ki belli bir vuruş sayısında aklını köşe yazısına dökmek kolay olmuyor.

Örneğin,

Bu yazı için düşündüğüm “Halil Sezai ve odun” ikilemi konusunu kısıtlı sayfaya dökmenin zorluğunu bir kez daha, bilgisayar başına oturduğumda fark ettim.

İşte bahsettiğim o netameli konulardan biri ile daha karşı karşıya kalmıştım.

Halil Sezai’nin şiddet eğilimini kültürel ve toplumsal açıdan inceleyip sayfalarca bir akademik çalışma hazırlayabilirdim. Ancak iş konuyu köşe yazısına dökmeye gelince duygularımla bilimsel kriterler arasında yaşadığım git-gel epey ciddi ayrışmaları da beraberinde getirdi…

Bir yanım bu barbarlığı,

kısa cümlelerle sadece bir sayfaya sığdıramayacağımı söylerken

diğer yanım konuyu görmememin bir hata olacağına vurgu yapıyordu.

Yazmadan geçemezdim.

Hem akademik kimliğim hem de müzisyen kimliğim bana bu soruyu sorduruyordu:

Şarkıcı Sezai’yi sanatçı diye toplumun karşısına çıkarıp büyüten,

Sonra da buruşturup cezaevi köşesine atan sistem neydi?

Kim yarattı bu sistemi?

Sezai barbarsa bu sistemi yaratanlar da yobaz değil mi?

Barbarları yaratan yobazların adı popüler kültür mahallesinin maddiyatçı delileri değil mi?

Sezai’nin elinde tuttuğu odun, o yobazların simgesi değil mi?

***

“Şiddet uygulayan narsist ve korkaktır”

Uzmanlar diyor ki:

Narsisizm, şiddeti artırıyor, ego o kadar yüksek oluyor ki karşı taraf düşman gibi görünüyor.

Narsist, şiddeti kendinden daha güçsüz olana uygular.

Şiddet uygulayanlar korkak kişilerdir.

Şiddet yanlısı kişinin özgüveni yoktur.

Narsist, saldırarak ben güçlüyüm demek ister…

Duygularını sözle ifade etme becerisi olan insanlar şiddete başvurmazlar.

Kendine saygı duyma sorunları vardır.

İstismar ve şiddetin olduğu ailelerde büyümüşlerdir.

Empati kurma yetenekleri zayıftır.

Sıklıkla özel insanlar olduklarını düşünürler…

Madde bağımlılığı sık görülür.

Günün sözü

“Cehalet korkuya, korku kine, kin şiddete yol açar,

Denklem budur…”

Michael Moore

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...