İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Bir vardık ama hep yoktuk, yok sayıldık...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Derimizin rengi mi? Kışlar mı karaydı? Umutlarımız mı? Bilmiyorduk.

Çocuktuk…
Oysa yemyeşil baharlar, güneşli yarınlar vardı karların altında bize anlatılan Mezopotamya'da.
Görmek zor işti. Yaşamaksa büyük zahmet.
Umuttuk, yarındık esmer tenimiz gibi yanıktık.
Coğrafyamıza çizilen senaryoda bir piyonduk adeta.
Tenimizin rengiyle bir gibiydi topraklarımız kurak, çatlak ve suya hasret.
Tanrı Dicle’yi, Fırat’ı bu topraklar yeşersin diye yaratırken, gücü elinde tutanlar öteliyordu düşlerimizi.
Esmerdik, acıydık, yeşeremiyorduk.

Bir vardık ama hep yoktuk, yok sayıldık.
İsyandık..
Damarlarımızda çağlayan nehirler gibi çılgındık ama yorgunduk yılgındık.
Uzun uzadıya kurulan hayallerimiz, dünyayı yöneten medeniyetlerimiz, renga renk kıyafetlerimiz değişik inançlarımız vardı ama biz!
Sürgündük, asiydik... Ve hep vurulduk…
Kuşluk vaktinde ettiğimiz yağmur dualarına bağlıydı nasibimiz ve biz açtık.
Ağaların, beylerin yemediği sakatatlarla türetmiştik yemeklerimizi;

Köleydik, ırgattık, ezildik…
Şeyh’lerimiz, seyit’lerimiz, metropolit’lerimiz vardı çünkü biz;

Kulduk. Herkese her şeye inandık. Ve Dışlandık..

Sokaklarımız vardı bizim, dar ve kirli olsa da, göklerden uzak düşlere yakındı.

Oynardık...

Yoksulluğa inattı oyunlardaki kahkahalarımız ve güneş yanığı tenimizde gizliydi hayallerimiz.

Çok saftık.

Töreyle, ayıpla, günahla, geleneklerle oyalanmıştı geleceğimiz.

Cahildik….

İnandığımız Dinler, Konuştuğumuz diller, Kökenimizdeki ırklar bizi ayırmıyor aksine çeşitlilikler içinde kültürel zenginliklerde gökkuşağı misali birleştiriyordu.

Renga renktik…

Türkülerimiz vardı bizim; Türkçe, Kürtçe, Arapça, Süryanice ve Ermenice türküler.

Hep birlikte söyler hep birlikte duygulanırdık.

Anlamadığımız dillerde söylemeye çalıştığımız türküler, mırıldandığımız melodiler bir tutuyordu bizi.

Yüreklerdeki ağıttık..
Dahası biz doğunun kurak topraklarında acılarla ve yokluklarla büyüyen esmer çocuktuk…..

Evet, evet büyük hatamızda vardı bizim suçluyduk.
Çünkü biz yalanlara inandık…

VESSELA

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...