İstanbul
Az bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

HAYALLERİN PEŞİNDE KOŞMAK

YAYINLAMA:

Ligin dördüncü haftası sonrasında milli maç arası verdik. Dört hafta geçti ama dört büyük dediğimiz takımlarımız başta olmak üzere birçoğu hala takımlarını lige hazırlama antrenmanları havasındalar.

Başta geçtiğimiz yılın sürpriz şampiyonu Başakşehir olmak üzere Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor olmak üzere birçok takımımız henüz neler yapacağı veya yapabileceği konusunda anlaşılabilir bir görüntü sergileyemiyorlar. Fenerbahçe’yi de bunlar arasına koyabiliriz ancak, “harcama limitleri”nde bahtına düşen rakamla hiç transfer yapamaz denilmesine ragmen, tüm takımı yeniledi. 18 transfer yaptı ve tamamen yenilenen bir takım olarak, diğerlerinden daha fazla heyecan veren, hazır olan bir takım olarak kendini gösteriyor.
Lig başlayınca neler olacak ne durumdayız onu göreceğiz de asıl durumumuzu analiz edeceğimiz konu çok daha önemli.

UEFA B ligindeki grup maçlarımızın 3. ve 4. haftasında; deplasmanda Rusya ve kendi evimizde Sırbistan ile karşılaştık. Bu arada, bu iki karşılaşma öncesinde Almanya ile deplasmanda zorlu bir hazırlık karşılaşması da yaptığımızı göz önüne alısak, biri hazırlık olmak üzere üç maç yaptık. Millilerimiz bu üç karşılaşmadan beraberlikle ayrıldı. Üç karşılaşmadan akılda neler kaldı diye anımsamaya çalışırsak; karşılaşmaların hepsinin ilk yarılarında amaçsız, durgun, hayal kırıklığı yaratan farklı bir milli takım, ikinci yarılarında ise, birden bire uyanıp kendine gelen, canlı, rakiplerin zorlayan iyi bir geri dönüş sergileyen milli kadro izledik. Önce üzüldük ama ikinci yarılardaki geri dönüşlere sevindik, ilerisi için umutlandık.

UEFA B Gurubundaki durumumuz çok kötü değil ama, beklentilerimizin oldukça uzağındayız. Bu Gurup ilan edildiğinde, çoğu, Avrupa liglerinde başarıyla top koşturan gençlerden oluşan bu milli kadromuzla başarıyı yakalayabileceğimiz bir gurup olduğunu ve bir üst gurupa kalabileceğimiz konusunda olumlu değerlendirmeler vardı. Ama, son durumdan yansıyanlara göre; bir mağlubiyet ve aldığımız üç berberlik sonrasında, toplamda üç puanla gurubumuzda üçüncü durumdayız. Lider 8 puanlı Rusya, 7 puanlı Macaristan ise ikinci durumda. Guruptan çıkabilmemiz için, kalan iki karşılaşmamızda galip gelmek zorunda olduğumuz gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Biri hazırlık, ikisi grup karşılaşması olmak üzere üç karşılaşmada görebildiklerimizde, bu takımın iyi bir çabası var ama, anlaşılmaz bir şekilde oyunun iki devresinde farklı futbol oynayan genç oyuncu gurubu görüntüsü veriyor. Bu farklılığın nedeni çok iyi analiz edilmeli.

Avrupa kökenli gençlerden oluşan, ilerisi için umut beslediğimiz bir takım. Ama, bunların bazılarının ana kadroyu sırtlayabilmeleri için daha olgunlaşmaları gerçeğini görmezden gelmeyelim.

Son karşılşmada; bekler çok zayıf kaldı. Doğru dürüst bir kanat akını yapamadılar. Sadece savunma yapabildiler.

Takımın gediklisi Burak, kanat ortalarından yoksun kalınca etkisiz kaldı. Çaba gösterdi ama, bunu abartınca, ikinci sarıdan kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Gelecek iki kiritik karşılaşmada yerine kimin oynayacağı da belli değil.

Kenan Karaman ise daha henüz o sorumluluğu yüklenecek durumda değil..

Caner, Gökhan neden yoktu, Ligimizin en iyi sağbeklerinden Nazım Sangare neden kulübede oturtuldu. Sağbekte oynayan Zeki, solbekte Hasan Ali olabildiğince etkisizdi.

Daha söylenecek çok şey var. Şenol Güneş için, Beşiktaş’tan beri hep olumlu yazılar yazdım. Son zamanlarda kadro yönetimi konusunda hatalar yapıyor, zaman zaman bazı gereksiz söylemleri olsa da, hala çok iyi işler yapacağına, bu genç takımı geleceğe taşıyacağından eminim.

Karşılaşma öncesi; “Eleştirilere bakıyorum doğruysa değerlendiriyorum, değilse çöpe atıyorum” içerikli sözleri, Şenol Güneş’in söyleyeceği söylem olmamalıydı. “Doğruysa” diyor ya, o doğrular kime göre doğru. Ve “değilse o eleştirileri çöpe atıyorum” sözü hiç de iyi olmamış.

Sevgili Şenol Güneş, Ulusal Futbol Takımızı yönetiyorsun. Eleştiri her zaman olacaktır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...