İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Bu da geçer Yâ Hû

YAYINLAMA:

Hayat bütün soruların cevabını veremez, kimi soruların cevabı matematikte takılırken bazılarının cevabı kalpte takılır ve yine bazılarının cevabı Yaradandadır. Hal böyle olunca hayat gemisinde en değerli olan, geçirilen zamandır.
Zamanı hayat akışında verimli, sevgi dolu, sağlıklı geçirebilmektir.

Yeni bir sabahı selamlamak, gülümseyerek uyanmak kadar günü güzelleştiren enerji var mı? Gün içerisinde bazen sıradan, bazen de mutsuzluk rüzgarlarının çeşitleri ile savaşırız. Kapanması zor sorunları gölgemizden yakın tutarız. Kalbimize kadar yaklaştırır, güzellikleri sevgiyi körleştirirz. Hal böyle olunca mutsuzluklar derin yaralar bağlar, akabinde İzi kalır. Gücümüzü kemirir, gülümsememizi kemirir, çevremize ilişkimizi alt üst bile eder. Ta ki bu gelinen sonu kabullenip mutsuz edecek konuların baharına pencere açana kadar süregelir. Yüzde gülümseme yeniden başlar, çiçek açar kalpte, mutsuzluk girdabındaki mücadele son bulur.

Herşeyin bir sonu vardır, sorun şu ki o sona şahit olmak insanı yoruyor hayata karşı. Ama umutlarınızdan, yaşam enerjinizden almamalı. Canınızı sıkan o kemirgen, içinizde yer ettiği ölçünün ebatları genişletmesine fırsat vermeyin. Ruhun hapisanesine kilit vurursunuz. Kalpten bakıp, kalpten konuşmak bu yalan dünyanın en büyük zorluğudur evet ama doğrusudur esasında.

O yüzden şimdi lütfen o yorgunlarını fark et ve üzerinden at, bırak geçmişe... Çünkü herşey geçecek, geçmek dünyanın gerçeğidir. Bu da geçer Yâ Hû

Hikayesi ise şöyle:
Sultan 2. Mahmud, o sıkıntılı günlerinde "Bana öyle bir söz bulun ki, bu dertlerin, bu acıların, bu sancıların arasında onu okuduğumda umutsuzluğum gitsin, tasam bitsin, acım dinsin.
Sonra mutlu olduğumda yine onu okuyayım, rehavete kapılmayayım, dünya nimetlerine tamah etmeyeyim, saltanat makamının, tahtımın gücüyle aslımı, insanlığımı unutmayayım.
İşte bu sözü, bir yüzüğe yazdırayım, her gördüğümde, neşem de ve hüznüm de bana aynı etkiyi yapsın" der.
Kalp gözü açık olan keşif sahibi dervişin dilinden o sihirli söz dökülüverir "Bu da geçer ya HÛ."

"Bu da geçer Yâ Hû" tevekkülün en önemli ifadelerinden biridir. Türkçeye yerleşmiş kalıplardan biri olan bu ifade “iyilik de, kötülük de zamanla geçip gider ama o iş ve işi yapan kişi veya kişiler yaptıklarının niteliğine göre hoş yahut fena şekilde hatırlanırlar” mânasını taşımaktadır.

Sıkıntılarımda hep bunu söylerim, bilirim ki geçecek, sabrederim. Mutlu anlarımda söylerim, bilirim ki güzellikler de geçecek.
Herşeyin bir süresi var, önemli olan bu süreyi nasıl geçirdiğimiz. O rüzgara karşı duruşumuz...
Gece gündüz kadar değişken hayata karşı hep köşe de bir umutlu gökkuşağımızı yaşamalıyız. Hayatı sev, kendini sev, seni sevenin kıymetini bil, üzeni kalbinden uzak tutmayı bilirsen başarılı bir matematik yapmış olursun.
Tüm bunlar için de
Sabret, şükret, dua et...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...