İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Antidepresan satışları neden artıyor?

YAYINLAMA:

Klinik psikiyatrinin tanımına göre depresyon genellikle hayattan zevk almama, intihar isteği, yeme bozukluğu biçimleri ile kendini gösteren çevresel etkilere bağlı olarak semptomların değişkenlik gösterdiği bir hastalık.

Majör Depresyon, Duygudurum Düzeyi Bozukluğu (DDB), Bipolar Bozukluk, Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu (SAD), Psikotik Depresyon, Melankoli gibi çeşitleri bulunan bu hastalığın oluşması için ortak birkaç sebebi var.

Genetik faktörler, Sosyal izolasyon, yalnızlık, destek ve korunma ihtiyacının eksikliği, sosyal ilişki sistemlerinin de güven ortamının azalması ve gelecek kaygısı gibi temel sebeplerle bireyin hayattan zevk almama aşırı yeme ya da iştahsız olma hareket alanında yavaşlama yada hareket edememe gibi fark edilmeye başlar.

Elbette devamında uzaman bir hekimden destek alınmasıyla birlikte tedai süreci başlar. Tedavi sürecinde kullanılan ilk ilaç anti depresandır. Anti depresanlar üzüntülü ruh halini baskılayarak kişiyi biraz daha sosyal hayata yakınlaştırmayı hedefler.

Türkiye de kullanılan anti depresan oranı Türkiye’de 2008-2020 yıllarını kapsayan son 12 yılda kişi başına antidepresan kullanım miktarı yüzde 76 arttı.

Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü verilerine göre ise (OECD) ise 2000 ile 2019 yılları arasında antidepresan kullanımı yüzde 120 artış gösterdi.

Bu durum son on yılda yüzde 120 ye çıktığına göre genetik faktörlerin buna sebep olması mümkün değil. Demek ki bu artışı depresyonu oluşturan diğer ilkelerde incelemek doğru olacaktır. Yani çevre ve sosyal toplumu belirleyen ögelere güven azalması ve gelecek kaygısı bu durumun ana tetikleyicilerinden biridir.

TÜİK verilerine göre Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise 2020 yılında %14,5 iken 2021 yılında %16,6 oldu. Sağlık Bakanlığı’nın verileri, 2020’ye kadarki 11 yılda antidepresan kullanım miktarının yaklaşık yüzde 70 arttığını gösteriyor.

Bakanlığın, 2020 yılına ait son sağlık istatistiklerine göre, 2009 yılında 1000 kişi başına günlük 29 antidepresan ilacı düşerken, bu oran 2020’de 49’a çıktı.

CHP milletvekili, eczacı ve iktisatçı Burhanettin Bulut’un paylaştığı verilere göre de, 2017’den 2021’e geçen 5 yılda satılan antidepresan kutu sayısı 11,5 milyon arttı

Peki gerçekten mutsuz muyuz ? ya da antidepresanlar toplumda bir statü göstergesi olarak mı kullanılıyor ?

İçi boş gardrop, yasal uyuşturucu, artan kullanıcılar, zombileşen bireyler, toplum, kaygılıyız, umutsuz, mutsusuz.

Çevre ve sosyal toplumu belirleyen ögelere güven azalması, gelecek kaygısı bu durumun ana tetikleyicilerinden, ve maalesef bunlarda yaşamımızda fazlasıyla var.

İnşallah, maşallah’a devam...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...