İstanbul
Parçalı az bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TÜRKİYE VE IRAK HİÇ OLMADIĞI KADAR YAKIN OLMALI

YAYINLAMA:

Mekanların, yolların, yapıların, eşyaların yapımı ve inşa edilmesi kısaca şöyledir: Önce bol gürültülü, molozlu, tozlu, yorucu, yıpratıcı bir kaba yıkım-inşa-şekil verme süreci vardır... Bu süreç fazlasıyla yorar, yıpratır ve hatta bazen sil baştana sebep olur!

Sonra da iç tarafa geçip sessiz sedasız ince son rötuşlar, son noktayı koyuşlar süreci vardır... Bu süreç dışarıdan bakıldığında yokmuş gibi ya da hiçbir şey yapılmıyormuş gibi görünse de aslında tüm planlar bu ince detayların tamamlanmasıyla şekil bulur!
Ortadoğu ülkeleri neredeyse son on yıldır bol gürültülü kaba inşaat dönemini yaşadı... Savaşlar, katliamlar, terör oluşumları, tehditler, göçler, ölümler, zulümler üzerinden başına gelmeyen kalmadı KADİM TOPRAKLARIN...
Sahayı geziyorum, dinliyorum, soruyorum, havayı içime çekip analiz ediyorum ve diyorum ki; ‘şimdi de kadim toprakların ‘ince detaylar’ üzerinden işlenmesine sıra geldi! Belki yeni sınırlar, belki yeni liderler, belki de yeni yeni devletçikler...’
Ortadoğu’nun her ülkesi dünya açısından bir denge olsa da ben her zaman Irak’ı Türkiye için ayrı ve özel bir yerde tuttum analizlerimde, söylemlerimde ve yazılarımda. Ve ‘Türkiye’yi Irak üzerinden okumak gerekiyor’ dedim diyorum her daim... Çünkü her iki ülkenin sosyal, kültürel, tarihi yapısı birbiriyle örtüşüyor ve hatta tamamlıyor... Bununla birlikte tarih boyunca onca savaşa ve soruna rağmen asla kopmayan köklü bağlara sahip Türkiye ve Irak insanı... Durum böyle olunca uluslararası oyunlarda bu şifreler üzerinden zincirleme bir şekilde devam ediyor; bir Türkiye bir Irak diyerek! Birbirini bu kadar yerinde tamamlayan iki ülkenin yan yana gelmesinden ziyade karşı karşıya gelmesini isterler elbette!
Bunlar geçmişimiz ve elimizdekilerin kısa özeti, şimdi gelelim bu veriler doğrultusunda iki ülkenin istikrarı açısından neler yapılmalı kısmına... Öncelikle Türkiye için Irak, Irak için Türkiye çok önemli bunu baş köşeye yazmamız gerekiyor! Türkiye ve Irak, yurt içi ve yurt dışında birbirine dair nasıl bir yol haritası üzerinde buluşmalı kısmı ise aslında çok basit olmakla birlikte sadece sabır ve yürekten emeği gerektiriyor... Bir anda veya bir adımda her şey rayına oturmaz elbette! Öncelikle Irak üzerinden baş gösteren ve onlarca yıldır bölgeyi teröre mahkum eden bir PKK başlığı var iki ülkenin arasında! Ve çok enteresandır onlarca yıldır iki ülke ciddi anlamda masaya oturup bu konuda bir iş birliği yapmamış! İçte ve dışta PKK ile askeri mücadele yürüten Türkiye, şikayet edip bir şey yapmayan da Irak olmuş! Ta ki 2019’un sonlarına kadar. Iraklı Kürtlerden yükselen ‘yeter artık kurtarın bizi PKK’dan’ isyanları Türkiye’ye kadar ulaştı ve hem Kürt Yönetimi’nden hem de Bağdat Yönetimi’nden ‘bizde çok rahatsızız ve topraklarımızda terör örgütünü istemiyoruz’ demeye başladılar...
Iraklılar için bunu söylemek yeterli değil artık! Çünkü Irak genelinde ciddi rahatsızlık kıpırtıları her an olabilir... Iraklılar pek çok başlıkta gergin! Yakın zamanda Bağdat Yönetimi sınırlarında yaşanan sokak olaylarını bu kez IKBY sınırları içerisinde görür müyüz? Bekliyorum desem! Zamanı gelince bu konudaki başlıklarımı detaylandıracağım elbette...
Uzun yazının özeti şu; Türkiye-Irak ilişkileri Kürt, Türk, Arap, Şii, Sünni, Yezidi ve diğer tüm renkleri kapsayacak şekilde hiç olmadığı kadar yakın ve iş birliği içinde olmalı...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...