İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İşimize geldiği gibi mi?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

9 yaşındaki cocuğu kadın kabul edenlerin, 17 yaşındaki adamı çocuk görmesi.
Bizler hayata 30 yaşında başlamadık. Hepimiz çocukluk evresi geçirdik. Okuduğumuz okullarda ayrı görüşe sahip arkadaşlarımızla eğitim gördük. Kimseye sen Kürtsün, Alevisin, Lazsın ya da muhacirsin demedik. Kimsenin Atatürkçülüğünü, Osmanlıcılığını sorgulamadık. Senin deden Malaya gemisiyle seyahate çıkarken benim dedem 15 yaşındaki çocuklar ve kadınlarla 7 düvele meydan okuyup Osmanlı'nın küllerinden Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu demedik.

Çünkü bizler iyi insan olmayı ailemizden, ahlaklı insan olmayı da liyakatli Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerimizden öğrenen çocuklardık.
Peki geçmiş eğitim sistemi ile günümüz eğitim sistemi arasında ne gibi bir fark vardı?

Ya da 17 yaşındaki bir imam hatip öğrencisi bu ülkenin kurucusu Atatürk’e karşı böyle bir alçaklığı nasıl yapabiliyordu?
Onu da hemen şöyle izah edeyim. 22 yıldır iktidarda olan bir partinin her yıl kendinden olan bin kişiyi öğretmen olarak atadığını düşünülürse bu; Türkiye genelinde 22 bin öğretmenin bugünün siyasal iktidarı ile aynı düşünceye sahip eğitimcilerden oluştuğu anlamına gelir.

Hal böyle olunca da sorgulanması gereken sadece 17 yaşındaki imam hatip öğrencisi değil. Ailesi, kendisine Atatürk sevgisi veremeyen öğretmenleri ve bu öğretmenlerden sorumlu olan MEB’in, her gün camiden Atatürk'e dil uzatan hocaların, bu ülkenin kurucu lideri Atatürk için en ufak bir dua edemeyen diyanet işleri başkanının, toplumu kindarlığa sürükleyen tüm öğretmen, siyasetçi ve yazarların da sorgulanması gerekir.

Çünkü bu çocuklar tarihi “keşke Yunan kazansaydı” diyen fesli Kadir’den, ‘1938'de Hatay Türkiye topraklarına katıldığında ilk yapılan iş ezanın yasaklanması oldu. Yani Fransız'ın yapmadığı zulmü bu topraklarda yaptılar’ diyen imam görünümlü papazdan ve Osmanlı'nın küllerinden koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti yaratan Gazi Mustafa Kemal Atatürk için ‘İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor?’ diyenlerden öğrendiği unutmamak gerekir.

Ve umarım 17 yaşındaki çocuk “benim bu yaptığım suç ise o zaman siz önce fesli Kadir'i neden tutuklamadınız?” diyerek davaya bakan hakim ve savcıları zor durumda bırakmaz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...