İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

AZ YİYİN RAHAT EDİN!

YAYINLAMA:

“Oniki Ayın Sultanı” mübarek ramazan ayında oruç tutmak kutsal bir görev.

Ancak; oruç tutacakların oruç tutmaya sağlık ve fiziksel olarak da hazır olmaları gerekiyor. Neredeyse 30 gün ramazanın oruçlu günlerimizin neredeyse yarısına ulaşmak üzereyiz. Oruç tutabilmek için sağlık açısından sorunsuz olmak, beslenmeye dikkat etmek, her ramazan öncesinde en çok tembihlenelerden biridir.

Hemen hemen yarısın ulaşmak üzere olduğumuz oruçlu günlerimizde bu aşmadan sonra daha da dikkat etmemiz gerekiyor.

İnançları nedeniyle sadece oruç tutma görevini yerine getirebilmek için sağlık sorunlarını hiçe saymak kronikleşecek hastalıklara yol açabilir. Oruç tutarken sağlık konusundaki zaaflarını göz önüne almayanlar ve buna paralel olarak doğru ve yeterince beslenemeyenler, zaman içinde ilave sağlık sorunları yaşayabilirler. Bu nedenledir ki, özellikle salgının gölgesindeki, pandemi döneminde daha da dikkat etmemiz gerektiğini asla göz ardı etmeyelim

Kendisini sağlık olarak hazır hissetmeyenlerin oruç içinde hazır olmadıklarını bilmeleri, asla unutmamaları gerektiği, uzmanların ısrarla üzerinde durdukları uyarıların en başında olanıdır. Ramazanın oruçlu günlerinin yarısını geride bırkmak üzereyiz, şimdiye kadar ne yaptık, nelere dikkat edebildik, uymamız gerekenlerin ne kadarına uyabildik. Salim kafayla bir kez daha düşünelim ve ramazanın kalan yarısını olması gerektiği gibi geçirmeye özen gösterelim.

İnançlarımız nedeniyle, her ne olursa olsun, oruç tutmayı geleneksel bağlılık olarak kabul etsek de, sağlıksız bir yaşamın dini vecibeleri yerine getirmeye engel teşkil edebileceğini asla unutmayalım. Her şeyin önünde sağlık gelir.

Bu nedenledir ki, eğer dikkat edilmezse ramazan ayı; uzun süren açlıktan kaynaklanan rahatsızlıkların yanı sıra düzensiz ve yanlış beslenme alışkanlıklarının yerleşmesine neden olabiliyor. Bu konuda gereği gibi davranmamak, rahatsızlıkları da beraberinde getirebiliyor.

Uzmanlar; oruç ayı olan ramazan ayının pandemi dönemine denk gelmesiyle üstüne eklenen, evde tıkılı kalmanın yaratığı psikolojik sorunlarla birleşince vücut direncinin daha da düşmesine neden olabildiğini, var olan kronik sağlık sorunları, bu ortamda uzun süren açlığın ardından aşırı ve kontrolsüz yemek yeme ile doğru orantılı olarak etkinliğini arttırdığını dile getiriyorlar.

Özellikle iftarda kontrolsüz ve aşırı yenen yemek sonrasında hissedilecek sindirim sistemine bağlı rahatsızlıkları veya bu tür şikayetlerinı yanı sıra, pandemini gölgesinde var olan tedavilerimizi yeterince yapamadığımızı düşünürsek, tıka-basa yemekten kaynaklanan sindirim rahatsızlıklarlmzla baş edebilmek çok daha zorlaşabiliyor.

Var olan rahatsızlıklarımızı asla unutmaylım. Sağlıksız, kontolsüz beslenme ile derdimize dert katmayalım.

İftar-sahur arası peşpeşe içilen sigaralar, bilinen zararlarının yanı sıra, kandaki oksijen oranını önemli miktarda düşürüyormuş.

Pandeminin gölgesinde yaşamımızı daha da zorlaştırmayalım. Unutmayalım.. Sağlıklı bir yaşam olmadıkça dini inancın keyfini de süremeyiz.

Bugün, her hafta geleneksel olarak yazdığımız “Bir Tutam Tebesüm” bölümü yerine, uzmanlarımızdan derlediğimiz “RAMAZAN DİYETİ”yle yazımızı sonlandıralım

RAMAZAN DİYETİ

Aman dikkat… Uzmanlarımız, oruç tutanların en az 16 saat aç kaldıkları bu süre içinde kan şekerlerinin önemli oranda düştüğüne dikkat çekiyorlar.

Uzmanlara göre; şöyle bir diyet uygulanabilirse iyi olurmuş;

Sahurda; çorba+mümkün olduğunca hafif bir yemek veya peynir, ekmek, zeytin, domates ve salatalıktan oluşan bir kahvaltı tabağı en ideali. Hamur işi tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli.

İftarda ise; çorba, hafif bir et yemeği, (beyaz et daha çok tercih edilmeli), salata, yoğurt ve bunların yanı sıra bir iki dilimi geçmemek üzere ekmek yenilmelidir.

İftrdan iki saat sonra iki porsiyon meyve,

İki saat sonra bir porsiyon hafif sebze yemeği, yoğurt veya süt.

Gece yarısı bir porsiyon meyve,

İftar ve sahurda, yoğun kızartılmış hazmetmesi zor, besinler ve yağlı yiyeceklerden olabildiğince uzak durulmalı.

Yemekler iyi çiğnenmeli, bol su içilmeli posalı bitkiler daha fazla tüketilmelidir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...