İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

"ŞU TAŞI YERİNE KOY ÜZME BİZİ DOSTUM"

YAYINLAMA:

Yıl 1820…

Fransa ile Belçika arasındaki 390 millik sınır,

Napolyon‘un 1815’te Waterloo‘daki yenilgisinden sonra imzalanan Kortrijk Antlaşması ile 1820’de resmen kurulmuştu.

Bir taş koyuldu,

O taş sınır sayıldı…

200 yıldır da öyleydi.

Ta ki bir çiftçi gelip o taşı kaldırana kadar.

Belçika’nın Fransa sınırındaki bir kasabada yaşayan çiftçi tarlasını sürüyordu.

Sınır taşı, traktörü ve pulluğuna engel olmuştu.

Taşı aldı,

2 metre 29 santim ileriye taşıdı.

Belçika topraklarını büyüttü, Fransa’yı küçülttü!

Yani sınırları yeniden çizdi.

Al sana savaş sebebi.

Bahane istense bundan daha iyisi bulunamaz…

Son haberi okuduğumda Belçikalı yetkililer,

Çiftçi ile görüşerek, sınır taşını eski yerine taşımasını isteyecekti.

Aradan 3 gün geçti ne oldu bilmiyorum.

Eğer çiftçi sınır taşını yerine koymazsa hakkında soruşturma başlatılacaktı.

Öyle ya,

Koca bir sınırı değiştirdi…

Aksi halde iki ülke bir araya gelip sınır komisyonunu devreye sokacak ki

durduk yere epey iş…

Şimdi iki ülke de çiftçiden iyi niyet bekliyor.

“Şu taşı götür yerine koy da bizi üzme dostum”

***

Sınır krizleri

Gelelim bir sınır krizine daha…

Bu kez mesele bir taş değil, balıkçılık.

Sorunun ana aktörü ise bir çiftçi değil, balıkçılar.

“Avlanma hakkı” meselesi.

İngiltere ve Fransa Manş denizindeki Jersey adası açıklarında karşı karşıya geldi.

Önce;

Bölgedeki balıkçılar, Fransız denizcilere uygulanan balıkçılık şartlarını ve balıkçılık alanlarına erişimin kısıtlanmasını protesto etmek için ana limanı abluka altına aldı

İngiliz ve Fransız balıkçıklar arasındaki gerilim yükseldi.

Ardından ise,

İki ülke tam anlamıyla savaşa hazırlandı

Düşünün ki İngiliz kraliyet donanmasına ait iki gemi bölgeye gitti.

Film gibi izliyordum gelişmeleri.

Savaş çıktı çıkacak.

İnanılır gibi değildi…

Gövde gösterileri… Tehditler… Kraliyet donanmaları vs…

Düşünün ki bir aksi durumda,

Hani,

bir balıkçı silahını çıkarıp ateşlese savaş hemen başlayabilirdi…

Her şey bu kadar kolaydı.

Allah insanlığa akıl fikir versin…

***

Merak ettiklerim…

Ne oldu bu rokete?

Hani Çin’in uzaya fırlattığı roket…

Sahi nerede?

Yukarıda bir yerlerde dolaşıp duruyor,

Herkes “başımıza düşebilir” diyor

Bu hafta sonu düşmesi bekleniyordu.

Hala yok…

Bir milyon yıl sonra neye benzeyeceğiz?

Başlık o kadar çekiciydi ki gelişmeyi okumaya başlamadan irkildim.

Bilim insanları tartışıyor.

İnsanlığın bir milyon yıl sonra neye benzeyeceği elbette çok çok ilginç bir konu.

Ama kimsenin bir öngörüde bulunabileceğini tahmin etmiyorum. Başlığı internette aratın ve bilim insanlarının açıklamalarını okuyun.

***

Günün Sözü

“İstediğiniz zaman başlatabilirsiniz savaşı;

ama ancak gücünüz yettiği zaman sona erdirebilirsiniz…”

Nicola Machiavelli

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...