İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Gelecek nesilleri susuz bırakmamak için çalışmalıyız

YAYINLAMA:

Sevgili Çevre Dostu Kardeşlerim. 35 yıllık çalışma hayatımın 25 yılını yaşadığım İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi)nin Çevre Mühendisliği Kulübü’nün bir çalışmasından ilham alarak ben de çalışmalar yaparak çıkanı sizinle paylaşmak istedim. İstanbul’un en önemli ve en büyük içme suyu rezervlerinden birisi olan Ömerli Havzası’nda, 1980-2006 yılları arasında giderek artan nüfus artışı sonucu meydana gelen kaçak konut yerleşimlerinin havzada meydana getirdiği çevresel ve kentsel etkileri incelenmeye çalışılmış. Havza’daki kaçak yerleşimlerin zaman içersinde “Belde Belediyesi” haline getirilmesi ve Sultanbeyli bölgesinin ilçe ilan edilmesiyle bölgedeki nüfus artışı çok yükselmiştir.

Bu yoğun nüfus artışının önüne geçilememesine neden olarak; imar afları, mevzuatındaki boşluklar, havzada meydana gelen yetki karmaşası gibi yasal sebepler gösterilmiştir. Yıllara bağlı olarak havzadaki su kalitesinde meydana gelen değişimler oluşmuştur. İstanbul’un su toplama havzalarının toplam alansal büyüklüğü 248 bin 378 ha’dır. Bu alanlar incelendiğinde en geniş alana sahip havzaların sırası ile en büyük Büyükçekmece, Ömerli, Darlık, Sazlıdere ve Alibey havzaları olduğu görülür. Havzalarda, toplam büyüklüğü yüz atmış bin civarında olan orman arazi bulunur ve İstanbul için sadece içme suyu kaynağı değil, aynı zamanda oksijen kaynağı olan bu alanlarda yaşanacak sorunların bizleri ne kadar yakından ilgilendirdiği gözler önündedir.

Su toplama havzalarında önlenemeyen illegal kentleşme, orman yangınları süreci farklı faktörlerin etkisiyle başlamakta ve devam etmektedir ki, bir havzayı etkileyebilecek en büyük unsur insan faktörüdür. Kente karşı işlenen suç bu tür yapılaşmaların en güçlü yasal dayanaklarını oluşturan imar afları 1950’lerin başından beri süregelen yanlıştır. Belediye Başkanlarını, Belde Başkanlarını biz seçiyoruz susuzluktan ölmemek, gelecek nesillere sıkıntı vermemek için seçimlerde kafamızı kullanmamız gerekiyor. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...