İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

PEKİ YA SUÇ VE CEZA?

YAYINLAMA:

Son yıllarda Avrupa ile birlikte ülkemizde de artış gösteren şiddet ve istismar olaylarına karşı sadece savunma-erteleme faaliyetleri geliştiriyoruz maalesef!

Kadınlara şiddetten korunmak için kaçın, sığının, şikayet edin, butona basın diyoruz...
Çocuk istismarına yönelik mahremiyet eğitimleri veriyoruz, saklamayın anlatın diyoruz (ki zavallı çocuklar seslerini duyurmak için artık bırakın konuşmayı duvarlara, taşlara, kağıtlara derdini dökmeye başladılar yine de sonuç alamadılar)...
Sonra ne oldu?
Erkekler er veya geç yine dövdü, işkence yaptı, katletti kadınları!
Çocuklar istismara uğramaya devam etti, şikayet ettiği için ailesi tarafından yalancı ilan edildi, eziyet ve şiddet gördü, öz anneleri tarafından dışlandı....
Velhasılı kelam şiddete ve istismara karşı alınan tüm gardlar er yada geç sonuçsuz kaldı-kalıyor!
Çünkü sorunlar tek başına mağdurun eğitim ve tedbirler almasıyla önlenmez. Sorunlar komple herkese yönelik eğitim, tedbir ve caydırıcı ağır cezalar ile önlenebilir veya azaltılabilir...
Elmalı’dan gelen kan dondurucu haber ve bu haberin yansıması olan çocukların anlattıkları, yazdıkları, çizdikleri tüm inançlarımızı bir kez daha derinden sarstı! Bir kez daha diyorum çünkü bu kaçıncı?
Evet istismarı önlemeye yönelik şimdiye kadar öne çıkan tüm başlıkların faturası yine çocuklara kesildi! Hep öyle olmadı mı zaten? Sokakta dayak yedik evde üstüne bir de ailemizden dayak yedik; neden kavga ettin, neden sen de karşı tarafı dövmedin, neden üstünü başını parçaladın diye...
Evde oyun oynarken veya yanlışlıkla bir eşyayı kırdık üstüne bir daha dayak yedik...
Koşarken düştük dizimiz kanadı yine dayak yedik; neden salak gibi oynuyorsun diyerek...
Tamam dünyaya gözümüzü açar açmaz karşılaştığımız ilk eylem tokat kabul fakat bu kadar da olmaz diyor insan zamanla... BU KADAR DA OLMAZ!
Evet hep gardını al, kendini koru, kaç, sakın vs vs vs diyoruz da hırsızın, katilin, tecavüzcünün, saklayanın, göz yumanın hiç mi diyeti yok?
Kurumlarımız her daim bir sosyal proje ile kamuoyunun karşısına çıkıyor bunlar elbette olumlu gelişmeler fakat gönül artık; katilin, tecavüzcünün, göz yumanın, aracı olanın, saklayanın da Allah’la birlikte yasalar karşısında belasını-cezasını-idamını-kimyasal hadımını ve daha nicesini görmek istiyor!

Evet artık beklediğimiz bu! Dün Adana idi, öncesinde yüzlercesi, bugün Elmalı, yarın binlercesi ve yaptığımız tek şey kınamak!
Kınamakta yetmiyor, tek suçlu çocuklarmış gibi tüm eğitimleri ve mahremiyet kurallarını onlara yüklemekte!
Diyecek çok fazla cümle var aslında öfkemizi ve hayal kırıklığımızı anlatmak adına fakat bazen susmak, sadece susmak gerekiyor çözümden yana beklentilerimiz karşılanana kadar öfkemizi soğutmak için...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...