İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DÖRT BAŞLIKTA GÜNEYİMİZDE YAŞANANLAR-YAŞANABİLECEKLER

YAYINLAMA:

Irak ve Suriye’de “aleni” vesayet savaşları devri mi başladı?

Bana kalırsa EVET başladı.
Son süreçte yeniden gündeme gelmeye başlayan Haşdi Şabi Güçleri Irak’la birlikte Suriye mevzularında da sık sık anılmaya başlayacak gibi görünüyor... Bundan sonra Haşdi Şabi haberleri daha da hızlanır yazın bir yere derim çünkü yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Irak’a ve Suriye’ye daha fazla müdahil olacağını düşünüyorum...
Çiçeği burnunda İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin onarmasını beklediğim bir başlık daha var; Süleyman Kasımi’nin ölümü...
Hatırlayın; o süreçte İran dahil herkes fail olarak batıyı gösterirken ben ısrarla doğu demiştim ve sık sık köşeme taşıdığım tespitler sonrasında sırasıyla gerçekleşmişti... Evet Irak’ta yaşananlar yoksulluk üzerinden kaşınan Şii-Şii güç çekişmesiydi ve Kasımi çok güçlenmiş Tahran’ın işleyişinde etkili olmaya-karışmaya başlamıştı... Hatta bu yazdıklarıma herkes “yanlış yorumluyorsun böyle bir şey yok” derken aylar sonra ilahi adalet yerini buldu ve birinci ağız olan İran Dışişleri Bakanı Zarifi’nin benim görüşümün gerçekliğini ispatlayan cümleleri deşifre edildi... Zarifi deşifre edilen açıklamasında adeta “Yaşar İçen’in uzun süre önce yazıp anlattıkları tamamen gerçekleri yansıtıyordu” demişti... Ve sonrasında Zarifi Kasımi’yi sevenlerden özür dilemek zorunda kalmıştı...
Kasımi sonrası kendi içinde ve Irak’taki bağlantıları arasında ciddi anlamda prestij sarsıntısı yaşayan İran, İbrahim Reisi ile bu durumun telafi yollarını arayacaktır mutlaka...

Bugün dört konuyu aynı çatı altında toplayacağım; Irak seçimleri, Suriye’nin haliyeti ruhiyesi, Haşdi Şabi ve ABD restleşmesi, Türkiye’nin Irak’taki terörün bitmesine yönelik etkisi ve önemi...
Evet Haşdi Şabi kazanı yeniden ısınıyor! Bilhassa sınır kapılarında etki ve yetkisi fazla olan Haşdi Şabi son süreçte ABD’nin tacizleri ile yeniden şiddet gündemine taşınmaya çalışılıyor. Suriye-Irak sınır noktalarında oluşturulmaya çalışılan gerginlik ile “yetiş koş gel DAEŞ” sinyalleri yollayan ABD, Haşdi Şabi ve DEAŞ’ı çatıştırma çabasında gibi... Burada odağımızı İran’a çevirince etkili bir söylem görmüyor gibiyim çünkü İran sahadaki tüm etki ve yetkisini Haşdi Şabi’ye bırakıp bir nevi vesayet altında bu işi götürmek istiyor... Ve ABD Haşdi Şabi’ye saldırırken İran’ı, Haşdi Şabi’de ABD ye cevap verirken İran’ın vesayeti adına veriyor gibi... Bu çekişme artar mı? EVET artar...
Ayrıca Irak’ta yine bir kıpırdanma başladı her “seçim istiyoruz” söylemlerinde olduğu gibi! Bağdat Yönetimi’nde ne zaman seçim tarihini konuşalım söylentileri başlasa sokaklar ısınıyor! Son süreçte seçim tarihini belirlemek için sesler yükselince drone’lu saldırılar başladı elektrik trafolarını fazlasıyla hedefe alan! Kim yapıyor belli değil, tespit edilemiyor, önüne geçilemiyor, vatandaş iyice gerginleşiyor... Bu saldırıların ve seçimi erteletme gerginliklerinin devamı gelir mi? EVET gelir!

Suriye ise apayrı, gizemli, çok denklemli bir tür çözülemeyen bir dünya halini almaya başladı. Sanki görülen-gösterilen Suriye ile perdenin arkasındaki Suriye arasında zerre yakınlık yok! Gerçek olan tek şey ise; huzurdan, güvenden, umuttan, gelecekten yana bir beklenti yok artık Suriyelilerde... İlerleyen süreçte ne olur derseniz; olumsuzluktan ve yeni yeni oluşumlardan yana çok şey olmasını bekliyorum derim... Hiç mi ışık görünmüyor Suriye’de? EVET görünmüyor!

Gelelim Türkiye’nin Irak’taki huzur ve güven varlığına... Türkiye hem TSK’nın hem de MİT’in başarılı operasyonları ile Türkiye ile birlikte Irak’ta da güvenliği ve huzuru inşa etme yolunda önemli yollar katettti-katediyor... Burada bir parantez açmak istiyorum Peşmerge’ye dair çünkü TSK’nın ve MİT’in Irak Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde gerçekleştirdiği operasyon başarılarında Peşmerge’nin de saha desteği önemli biliyoruz...
Evet TSK-MİT-PEŞMERGE iş birliği meyvelerini kısa zamanda verdi. Örgütün üst düzey kilit isimlerine ulaşıldı, örgütten kaçıp teslim olma sayıları artışa geçti, Irak’ta şehirlerde örgüte karşıt sesler yükselişe geçti... Ve tüm bunların sonucunda PKK tarafından Peşmerge’ye saldırılar başladı!
Türkiye’nin yıllardır dile getirdiği; terörün tek taraflı bir mücadele ile bitmeyeceğini, Türkiye’nin Irak’taki terörle mücadeledeki yeri ve önemini artık IKBY de aleni olarak biliyor ve destekliyor... Bu sebepten ne Türkiye’deki ne de Irak’taki küçük bir kesimin “Türkiye’nin Irak’ta ne işi var” yaygaraları karşılık bulmuyor artık tam aksine her geçen gün bu sesler daha da kısılıyor...
Bu elbette önemli bir gelişme çünkü terör sadece silahlı mücadele ile kökten kazınmaz! Terör; kararlı ve güçlü askeri mücadele, birlikte hareket etme, eğitim, ekonomik gelişim ve tüm bunlar sonucu halkın desteğini de yanına alarak biter...
Yetkili makamlarca Türkiye’nin, Irak’ın A’dan Z’ye tüm terör başlıklarından arınması için çok önemli olduğu ve birlikte yol alınması gerektiği her mecrada zikredilmeli ki Iraklılar yanlış bilgilere maruz kalmasın...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...