İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

BU 'ZENGİNLER' UZAYA NEDEN GİDİYOR?

YAYINLAMA:

Yüz yılı aşkın bir zamandır Dünya dışında yeni bir medeniyet arayışı var insanlığın...

Nedeni, büyük çoğunlukla, bir gün yerle bir olacak olan dünyadan kurtulup, insanlığın kainatta yaşama devam edeceği yeni bir alan oluşturmak.

1800’lerin sonlarına doğru tarih araştırmacılarının bir kısmı evrenin insana benzeyen türlerle dolu olduğunu savunuyorlardı ve dünyadaki yaşam kaynaklarının tükenmeye başladığını söylüyorlardı…

Buna göre de uzayda insan yerleşimlerinin kurulması gerekiyordu.

Gelecek kuşaklar için bu son derece gerekliydi.

Ancak gelgelelim o dönemler uzaya gidiş ütopyadan öte değildi.

Dönemin bilim insanlarının çalışmaları bugünlere ışık olmuş ve insanoğlu

‘yeni medeniyet’ hedefini kaybetmeden süregeldi.

Bugün insan alemi diyor ki;

“…insanlığın soyunun tükenme riski çok yüksek, birkaç gezegene yerleşmeliyiz, eğer uzaya gidersek dünyada meydana gelecek bir felaket tüm insan türünü yok edemez…”

Bir başkası da diyor ki;

“… e tamam güzel de ya sen bu dünyadaki sorunları uzaya taşırsan ne olacak? Dünyayı mahvettin de kainatı mı hedef seçtin, kurtulayım derken evreni de mi yok edeceksin…”

Basit ama…

Tartışılabilir bir durum değil mi?

****

Uzaydan Salda Gölü’ne nargile ve çamur banyosu!

Plaja geliyoruz,

Suya giriyoruz,

O gölün eşsiz güzelliğine bakıyoruz,

İyi ediyoruz da

Bir bakıyoruz “Nargile ile çamur banyosu” başlamış…

Nerede mi?

Hani “Bizim Maldivler” diye tanımladığımız Salda Gölü’nde…

Hiç aldırış etmeden, oralı olmadan, zarar verir miyim diye düşünmeden tabiatın ortasında bir zarar abidesiyiz.

Yazık ediyoruz, çok yazık…

Not:

Yetkililer 5 kişiye ceza 2 bin 135 lira idari para cezası kesmiş…

Önerim şu ki;

Futbol maçlarında tribünlerde olay çıkaran fanatikler nasıl tribün cezası alıp belirli bir süre maçlara giremiyorsa,

Doğanın genleriyle oynayan fanatikler de tabiat cezası alıp belirli alanlara, belirli bir süre alınmasın.

Para cezasından daha caydırıcıdır.

***

Günün Sözü:

“İnsan, Dünya’nın üzerinde atmosferin üstüne ve ötesine yükselmeli,

çünkü yalnızca yaşadığı dünyayı tam olarak o zaman anlayacaktır”

Sokrates

***

Türk Tiyatrosunun ‘Suna Ablası’

Suna Pekuysal…

75 yıllık yaşamının 50 yılını verdi tiyatroya

250’den fazla oyun,

100’e yakın sinema filmi…

1949’da ilk kez sahneye çıktığı “Artist Aranıyor” oyunu ile başladığı tiyatro yolculuğundan Türk tiyatrosunun ‘Suna ablasına’ uzanan büyük bir yol, Suna Pekuysal…

Aklımızda kalan o sözüyle,

Oyuncu olmak isteyen gençlere ve oyunculara verdiği o değerli tavsiye ile,

vefatının 12. Yıl dönümünde analım,

Büyük ustayı…

"Her rolü kabul etmeyin. Kendinizi biraz saklayın, dinlendirin. Gazetelere, televizyonlara konu olmayın".

--
Doç. Dr. Mehtap Demir
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
Etnomuzikoloji ve Folklor Anabilim Dalı

Assoc. Prof. Dr. Mehtap Demir
Istanbul University State Conseevatorty
Ethnomusicolohy and Folklore Program

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...