İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Dönersem kahpeyim!

YAYINLAMA:

Cumhuriyet ne demekti?
Cumhuriyet sadece halkın kendi kendisini yönettiği bir yönetim biçimi değildir. Türk Milleti için Cumhuriyet, kul olmayı benimsemiş toplumun hayalini bile kurmayı cesaret edemeyeceği bir mucizenin gerçeğe dönüşmesi ve bir dirilişinin hikayesidir.

Belki bugün bizler cumhuriyetin değerini tam anlamıyla idrak edemiyoruz. Çünkü bizler cumhuriyet döneminde doğduk ve vatansız kalmak nedir bilmiyoruz. Fakat Mustafa Kemal, Selanik’in kaybedilmesiyle doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadığı için ana vatanı kaybetmemek uğruna destansı bir mücadelenin ateşini yaktı. “Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiç umudumu yitirmedim” sözüyle Atatürk bir ulusun umutlarının tekrardan yeşerip, daha güçlü bir inançla nasıl zafere ulaşıldığını bizlere öğretmiştir.

Cumhuriyet sadece ezberletilen sözlük anlamıyla bir yönetim biçimi olamaz. Cumhuriyet bizim için sanattan tarıma, eğitimden kılık kıyafete, harf devriminden yüzde doksanın okuma yazma bilmediği bir toplumdan üç buçuk ayda yüzde yirmi beşinin okuma yazma bilir hale gelmesi, kadının yok sayıldığı bir düşünceden kadın ile yan yana omuz omuza mücadele edilip, kadının eşit kabul edilip, yasal haklara kavuştuğu, bilim ve ilmin ışığında çağdaş yepyeni bir Türkiye demektir.

Mustafa Kemal isteseydi cumhuriyet değerlerinden bir haber olan padişah tarafından yönetilmeye alışmış bir milletin başına padişah olup, saraylarda harem kurup, kendini halife ilan edip aynı düzeni devam ettiremez miydi? Yapabilirdi kim engel olacaktı. Ama bunu hayal dahi etmedi. Mustafa Kemal Suriye Cephesi’nde görevdeyken tuttuğu defterine hayalini kurduğu toplum için yapılması gerekenlerde şunları yazmıştı:

1- Egemen ve güçlü analar yetiştirmek.

2- Kadınlara özgürce yaşama hakkı sağlamak.

3- Karşılıklı sevginin gereği olarak, kadınlarla bir arada, ortak yaşamak…

Mustafa Kemal biliyordu ki güçlü, özgür analar fikri hür, irfanı hür evlatlar yetiştirecek ve bu evlatlar ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatacaktı.

Cumhuriyet; esaretle, cehaletle savaşmak. Tam bağımsız Türkiye için üreten, güçlü ekonomi, özgür ve güçlü kadın, güçlü toplum hayalinin vücut bulmuş halidir.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nda gururluyuz, mutluyuz. Bağımsızlığımızı, hürriyetimizi, onurlu ve gururlu oluşumuzu borçlu olduğumuz Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve bu mücadelede yol arkadaşlığı eden tüm vatanseverleri sevgi, saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun. Cesaret, inanç, azim ve kararlılıkla çıkılmış her mücadelenin sonunun zafer olduğunu biliyorum ve fikirleriniz her daim yolumuza ışık tutacak. Türkiye Cumhuriyeti bize armağan ettiğiniz değerler doğrultusunda yetiştireceğimiz irfanı hür, vicdanı hür nesiller ile ilelebet payidar kalacaktır.

Namık Kemal’in şiirinden Atatürk’ün en sevdiği mısralarda bizim yeminimiz olsun. “Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin. Dönersem kahbeyim millet yolunda biz azimetten”.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...