İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

100 yıl ve mirasyedi Cumhuriyetҫiler (2)

YAYINLAMA:

Cumhuriyeti savunanlar ne yapıyorlar! Yani Atatürk ve arkadaşlarının inşa ettiği Cumhuriyeti ne kadar ileri taşıdılar?

1922 ve 1923 yıllarında temelleri atılan Cumhuriyetin, 2023 yılında üzerine kaç kat atıldı dersiniz?

Temelini atarken canını ve kanını verenlerin kurduğu Cumhuriyetimizin üzerine, sözde Cumhuriyet bekçileri, savunucuları, yani bizler ne yaptık?1923 yılında atılan temelin üzerine 100 yıldan sonra, bir kat dahi çıkabildik mi, acaba?

Hayır!

Demokrasiyi savunan biz Cumhuriyetçiler Atatürk’ün Cumhuriyetinde kapattığı tekkeleri ve zaviyeleri kapalı kalmasını sağlayabildik mi? Kağıt üzerinde evet, ama uygulamada:

Hayır!

Cumhuriyeti geliştirip, dil, din, ırk gözetmeksizin demokratik ortamlar sağlayabildik mi?

Hayır!

Kürt Kürtçe konuşuyor diye kızdık; Türkçe öğreneceksin dedik; isteklerini ve isyanlarını dinlemedik, 50 yıl birbirimizi vurduk; orta yolu bulabildik mi?

Hayır!

Başı kapalı kızlarımıza eğitimi haram ettik; başörtüleriyle üniversitelerine girmelerine engel olarak eğitim haklarını engelledik. Bunun için orta yolu bulabildik mi, bu kızlarımızın seҫimlerine saygı duyduk mu, inandıkları hayatı yaşamalarını sağlayabildik mi?

Hayır!

Düşüncelerini beyan eden gazetecileri, yazarları ve vatandaşları devlete şiddete dönmediği sürece, fikirlerini özgürce ifade edebilmelerine, imkân ve izin verebildik mi?

Hayır!

Askeri darbelere karşı kurumlar ve halk kendini koruyabildi mi?

Hayır!

Milletvekili seçilme süresine, aç gözlülüğüne bir ortak akıl getirebildik mi?

Hayır!

Devletin malını, yani Türk vatandaşlarının milli servetlerini iç ve dış hırsızlardan koruyan bir önlem alabildik mi?

Hayır!

Cumhuriyeti kuranların ahlakını, vatan millet sevgisini ve devlet çıkarlarını savunma hassasiyetlerini koruyup gözetebildik mi?

Hayır!

Şunları da çok rahat yapabiliyoruz; hem de hiҫ yüzümüz bile kızarmadan!

Parası olan askere gitmiyor, parası olan rüşvetle işini görüyor, parası olan ihaleyi alıyor, parası olan vekil oluyor, parası olan bizleri yönetiyor; eee hani demokrasi, hani insan hakları, hani cumhuriyet anlayışı ara ki bulasın!

100 yıl önce temeli atılan cumhuriyetin üzerine, maalesef daha bir kat dahi çıkamadık ve yaşadığımız bu adaletsiz ve çürümüşlüklerle, giderek 100 yıl öncesinde yapılanın bile gerisine doğru emin adımlarla yol alıyoruz!

Her toplum layık olduğu gibi yönetilir, sütün temiz ise yoğurdunun kaymağı da güzel olur; eğer sütün bozuk ise, yoğurdun kaymak tutmaz.

Kurulan Cumhuriyetin amacı da gayesi de asla bu geldiğimiz nokta değildir.

Bu millet “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına karşı son derece mahcuptur ҫünkü Cumhuriyetin 100. yılında, bu millet, maalesef kendisine verilen bu değerli emanete yeterince sahip çıkamayan bir duruş sergilemiştir.

Cumhuriyet savunucusu siyasiler dönüp, lütfen kendilerine şöyle bir sorsunlar: “Ben bu Cumhuriyeti adaletle sabit kılabildim mi, kuruluşundan sonra geliştirebildim mi? Cumhuriyeti kullanarak Cumhuriyete zarar verenleri engelleyebildim mi?”

Șu soruyu, ayrıca her Türk vatandaşı da kendisine sormalı: “ Ben vatandaşlık görevimi gerektiği gibi yaptım mı?” Merak ediyorum: bakalım, kaҫ kişi gönül rahatlığıyla bu soruya evet cevabını verebilecektir. Ҫok fazla olacağını sanmıyorum, doogrusu!

Ayrıca, millet olarak, oturup ҫaresizce (yoksa tembelce mi demeliydim, bilemedim) Atatürk gibi bir liderin aramızdan ҫıkarak bizi kurtarmasını beklemek yerine, neden herbirimiz birey olarak, Atatürk gibi olmaya, yani onun gibi düşünmeye ve hareket etmeye ҫalışmayalım ki!

Millet ya da birey olarak yapabileceğimizin en basiti, Atamızın bize ta 100 yıl öncesinde armağan ve emanet ettigi dünya değerlisi Cumhuriyetimize sahip ҫıkmak ve onu sürekli ilerletmek olacaktır.

100 yıl sonra konuşulması gereken konu, bugün Cumhuriyetin 100. Kuruluş yıldönümünde nasıl kutlanması gerektiği değil, Cumhuriyetin nasıl korunması ve geliştirilmesi olmalıdır.

Aklınızı açık tutun!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...