İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

VARYANT

YAYINLAMA:

Dünya ilk olarak Güney Afrika’da tespit edilen koronavirüsün yeni varyantıyla çalkalanıyor.

Bu virüs türünü endişe verici varyant kategorisine alan Dünya Sağlık Örgütü’nden gelen ilk açıklamalar küresel riskin çok yüksek değerlendirildiği şeklinde.

Şu ana kadar bilim insanları varyant hakkında pek bir bilgiye sahip olamadıklarını ifade etseler de bazı ülkeler sınırlarını şimdiden kapatmış durumda.

Omicron adı verilen varyantla ilgili olarak çıkan haberlere baktığımızda sanki salgının en başına dönmüşüz gibi bir hal mevcut.

İki sene önce de sınırlarını kapatan ülkeleri an be an veren medya kuruluşları şimdi de aynı reaksiyonu gösteriyorlar.

Salgının ilk başladığından bu yana Covid-19 virüsü birçok kez mutasyona uğradı.

Dünya üzerinde hatırı sayılır bilim insanlarının da ifade ettiği gibi virüsün mutasyona uğraması son derece doğal bir süreç.

Çünkü yarı canlı olarak ifade edebildiğimiz ve hücrelere yapışmadığı müddetçe ölü sayılabilecek virüsün varlığını sürdürebilmesi için mutasyon geçirmesi şart.

Birçok bilim insanı da aslında virüsün ilk etapta insanı öldürme niyetinde olmadığını ifade ediyor.

Çünkü insan ölürse virüs de canlı kalamıyor, fakat virüsün buna adapte olması ise zamanla oluyor.

Sürü bağışıklığı dediğimiz bu süreç içerisinde de insan daha dirençli konuma gelirken virüs de ilk formunun öldürücülüğünden uzaklaşıyor.

Pandemi döneminde Hürriyet’in başyazarlığına terfi eden Profesör, daha Omikron görülür görülmez dün köşesinden korku pompalamaya girişmişti bile.

Elbette bir bilim insanının görevi gereği toplumu bilgilendirmesini eleştirmiyorum, sadece yeni varyant hakkında yeteri kadar bilgi edinmeden bu korku motivasyonunun nereden geldiğini merak ediyorum.

Her ne kadar komplo teorilerine uzak olsam da pandemi başından bu yana “komplo teorisi” denilen her şeyin gerçeklerle oldukça tutarlı olduğu görüldü.

Bu varyantın ardından güzide basınımızın “Bill Gates haklı çıktı” başlığı altında yaptığı haberlere baktığımızda da acı gerçeği görmeden edemiyoruz.

Pandemiden önceden dünyayı uyaran “hayırsever” iş adamı Gates’in bu konuyla ilgili yorumu birkaç ay önceye dayanıyor, yani daha ortada Omikron varyantı yokken.

Bill Gates, salgın hazırlıklarına gösterilen ilgiden rahatsızlık duyduğunu açıklamış ve dünyanın bir sonraki pandemiye hazır hale gelmesi için 100 günde aşı üretme ve diğer 100 günde ise bunu milyarlarca insana sunabilme kapasitesine ulaşması gerektiğini ifade etmişti.

Şimdi insan merak ediyor, aşı şirketleri Omikron varyantına karşı iki dozun yeterli olmadığını mutlaka üçüncü dozun yapılması gerektiğini açıklayacaklar mı?

Ya da pandeminin başında olduğu gibi bu varyanttan korunma yolunun da öncelikli olarak yeni bir karantina süreci olduğunun altını çizecekler mi?

Normalleşmeyle yavaş yavaş toparlanan ülkelerin ekonomik istikrarının “Pandemi 2.0’la” tahribata uğrayıp uğramayacağını dert edinen mi var sanki?

Öyle ya, ben de hiç zannetmiyorum.

Deneme-yanılma yoluyla hastalığın seyrini düşürdüğü iddia edilen sıtma ilacı Covid-19 hastalarına artık nasıl verilmiyorsa, şimdi de bu korku iklimiyle dünyaya ölümü gösterip hangi “sıtmaya” razı ediyorlar dersiniz?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...