İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KIŞ, SİNEMA, MISIR?

YAYINLAMA:

Film izleme alışkanlıklarımız değişti, köklü bir dönüşüm bu, sinema salonlarının birer birer kapanmasına üzülmeyi bıraktık…

Alışveriş merkezlerinin en üst katlarına yerleşen salonlar ise nispeten izleyicisiyle buluşuyor…

Ama artık film seyretmek deyince evimizde internet araçları var…

Bugün sinemaya gitsek kişi başına yapacağımız masrafın çok altına bir bütçeyle gece gündüz yüzlerce filme, diziye, belgesele ulaşabiliyoruz.

İki farklı açıdan bakalım.

Sinemaya bağlı olarak olgunlaşan onu çevreleyen entelektüel kapasite…

Bu bahis, sinema salonundaki fuayeden başlayıp, filmin bitişini takiben bir kahve-çay eşliğinde yapılan eleştirel sohbete kadar gider…

İçeriğinde edebiyat, tarih, oyunculuk, siyaset gibi birçok konuyu barındıran bir kültürel dokudur….

Diğeri ise,

Tüketime bağlı “izle, unut, diğerine geç” dürtüsü…

Burada izlediğimiz içerikten etkileniriz, hemen sosyal medyada birkaç görsel ve birkaç alıntı ile paylaşırız, aldığımız emoji etkileşimleri yeni entelektüel kapasitemiz olur.

Gündüz gece fark etmeksizin saatlerce izleriz…

Yani daha doğrusu tüketiriz diyelim.

Bu iki farklı seyir şekli üretimde de farklı yollara neden olur…

Film festivalleri geleneği korumaya devam ediyor, kırmızı halı ile klişe olan büyük çaplı toplantılar ve ödül törenleri sektörün yenileri ve iyilerini bir arada toplama alışkanlığını sürdürüyor…

Alternatif filmlerle; eleştirel yaklaşım, neomarksist sinema ve feminist duruş içerikleri

Z kuşağı hatta alfa kuşağı için hala bir alternatif…

Bu yaklaşımlar kendilerini güncelliyor. Ekosistem, sürdürülebilirlik, sınır çalışmaları, jeopolitik gibi konuları, yaygın teknolojik gündemin içerisinde yorumlamaya çalışıyor…

Seyretmenin en yalnız hali

Mobil aygıtları, bilgisayar ve TV ekranlarını geçtik…

Kafamıza taktığımız büyük bir gözlükle gerçek dünyada olan bedenimizi unutup seyretmenin ‘en yalnız’ haline geçiyoruz…

Sanal gerçeklik VR…

Evde odanızda ayakta duruyorken uçurumun kenarından düşüp dünyanın en yüksek binasından aşağı atlayabilirsiniz.

Filmleri bu şekilde seyredebilirsiniz…

Online paylaşımla dünyanın bir ucunda arkadaşınızla aynı anda oyun oynayabilirsiniz.

Teknolojiyi görmezden gelmenin ya da yeni neslin geleceğine üzülerek yaklaşım sergilemekten vazgeçelim…

Bizim öğretilerimizin ötesinde olanlar kötü değildir, sadece bizim için yenidir….

Beyni yormak çok kolay…

Bunun için geleneksel medya ve yeni medya aynı kapasitede davranıyor.

Kayıp bulma programları, evlilik, yemek programları…

Bülent Ersoy’a şemsiye tutan asker,

Gülşen’in sahne kıyafeti,

Sezen Aksu’nun şarkı sözleri… Tartışmalar…

Aynı kafa…

Nelere kaygılanıyoruz,

Neleri tartışıyoruz,

Saatlerimizi nasıl geçiriyoruz,

Nasıl konuşuyoruz…

Hayret mi edelim, ne diyelim bilemedim…

Düşünmek için…

“Uygarlığın gerçek ölçüsü; ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir”

Ralph Waldo Emerson

“İnsanın vahşi toplumlarda her an düşmanları gelip onu öldürebilir diye korktuğu, kendini elinden geldiğince savunmaya çalıştığı koşulları haklı gösterecek bir tür neden belki bulunabilir. Ama insanın kendi katillerine silah üretmek zorunda bırakıldığı bir toplum asla haklı gösterilemez…”

Ayn Rand

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...