İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

AĞIZ SAĞLIĞININ BESLENME İLE İLİŞKİSİ

YAYINLAMA:

Ağız boşluğumuz vücudumuzdaki sindirim ve solunum sistemimizin başlangıcıdır. Ağız ve diş sağlığı beslenme ile doğrudan ilişkilidir ve bu bölgede meydana gelen rahatsızlıklar; beslenme, tat alma, gülme, kahkaha atma, uyku ve konuşma gibi fonksiyonel işlevleri negatif yönde etkilemektedir. Ağız sağlığı problemlerine bağlı olarak sosyal ilişkilerde zayıflama, utangaçlık, özgüven kaybı, anksiyete ve depresyon gibi psikososyal sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bütün bu sebeplerle; sağlıklı bir beslenme düzeni, diş ve diş eti hastalıklarının önüne geçilmesini sağlarken, sağlıklı bir ağız da doğru beslenebilmeyi kolaylaştırır diyebiliriz.

Son yıllarda yapılan çalışmalarda, ağız sağlığı ve genel sağlık arasında iki yönlü bir ilişki olduğu netleştirilmiştir. Şöyle ki, bazı sistemik hastalık bulgularının ağız belirtileri olduğu ve ağız sağlığının ise dolaylı ya da doğrudan bir şekilde genel sağlık üzerinde etkili olduğu net şekilde açıklanmıştır. Elde edilen birçok bilimsel kanıtta; yetersiz ağız sağlığının genel sağlığa olan olumsuz etkileri net bir şekilde ortaya konmuştur. Dişeti hastalıkları ve ağız içi enfeksiyonların; kalp hastalığını ve hamilelerde erken doğum riskini arttırdığını ve diyabetli hastaların kan şekerini kontrol etmelerinde sorunlar yaşamasına neden olduğu, hatta yetersiz ağız hijyeninin sebep olduğu artan bakteri sayısının zatürre riskini arttırdığı gösterilmiştir. Diğer yandan; ağızda meydana gelen değişiklikler; vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan enfeksiyöz hastalıklar, immün rahatsızlıklar, beslenme bozuklukları hatta kanser gibi birçok hastalığın da ilk belirtisi olabilir.

Özellikle çocuklarda tedavi edilmeyen diş çürüklerinin; beslenme güçlüğü, konuşma bozukluğu, diş yapısında harabiyet, yetersiz çiğneme fonksiyonu, estetik problemler ve buna bağlı olarak öz güven kaybı, ağrı, enfeksiyon, konsantrasyon kaybı, öğrenme güçlüğü ve okul devamsızlığı gibi birçok belirgin oral ve sistemik problemlere neden olacağı ve sosyal ve duygusal birçok olumsuz sonuç doğurabileceği bilinmektedir.

Ağız sağlığı genel sağlığın çok önemli bir parçasıdır. Ağız içi ağrı, tedavi edilmemiş diş ve dişeti problemlerinin semptomudur ve bu durum yaşam kalitesini azaltabilecek temel bir etkendir. Yetersiz ağız sağlığı ve diş kaybı, yetişkinlerde çiğneme kaybına yol açmakta ve gıda seçimlerinde sınırlamalar getirmektedir. Sonuç, yetersiz beslenmeye bağlı kilo kaybı ve dolayısıyla genel sağlık sorunlarının oluşumudur. Dental problemler, iş gücü ve performans kaybını, sosyal ilişkileri, emosyonel davranışları ve hareketliliği etkileyebilmektedir. Yine bu durum, uyku yoksunluğu, depresyon ve birçok olumsuz psikososyal durumla da ilintili bulunmuştur.

Günümüzde, beslenme alışkanlıklarının değişmesine bağlı olarak diş çürükleri ile karşılaşma riski daha da artmıştır. Bunun sebepleri, fast food alışkanlıklarının ve kahve ve sigara tüketiminin artması, düzensiz beslenme, hazır gıda tüketiminin artması ile daha yumuşak ve besin değeri daha düşük gıdaların tüketilmesi olarak sıralanabilir. Bisküvi, çikolata, asidik içecekler ya da abur cubur gıdaların sık sık tüketilmesi, ağız içerisinde bakterilerin çoğalmasını sağlar. Kalsiyum içeren süt ve süt ürünleri tüketiminin de azalması; diş ve dişeti hastalıklarının artmasına sebep olmaktadır. Yetersiz ağız sağlığı da, çiğneme performansını ve efektif besin seçimini negatif etkiler ve genel sağlık açısından risk oluşturur. Dişlerini kaybetmiş bireyler, eksiksiz dişlere sahip insanlara göre daha yumuşak, kolay çiğnenebilir, daha az lif içeren ve besin değeri düşük gıdaları tercih ederler. Yaşlılarda da dişsizlik ve yetersiz ağız sağlığı belirgin bir şekilde kilo kaybına neden olarak bütün sağlığı etkileyen bir hal alabilmektedir.

Günümüzde özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde diş çürüğü görülme oranı ne yazık ki her geçen gün artış göstermektedir. Yapılan araştırmalar, bu durumun nedenlerinin başında çocukların ağız-diş hijyen alışkanlıkları ile beslenme alışkanlıklarındaki hataların geldiğini göstermektedir. Bu nedenle çok sayıda diş çürüğü olan bireylerde diş tedavilerinin yanı sıra mutlaka bireyin beslenme alışkanlıkları da araştırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki sağlıklı bir beslenme sağlıklı bir ağızla başlar. Ve yine unutulmamalıdır ki, uzun süreli ağız içi hastalıklar çok önemli sistemik hastalıkların habercisi olabilir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...