İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DOSTLUK ÜZERİNE BİR DENEME

YAYINLAMA:

İnsani değerlerimiz günden güne düşüyor... İnsana özgü ve bütün insanlar için ortak sayılabilecek tüm üstün değerler olması gereken aralığın çok çok altında.

Bu değerler dostluk, sevgi, güven, saygı, merhamet, v.s…

İnsan olmak bu değerleri içselleştirmeyi ve davranışlarımızda göstermeyi gerektirir. Erdemli insan her şeye bu değerlerin penceresinden bakar.

Gelin günümüzün en önemli değerlerinden biri olan hayatımızın olmazsa olmazı “Dostluk” kavramını konuşalım.

Her dinlediğimde beni çok duygulandırır “Arkadaş” şarkısı.

“Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş

Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş

Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş

Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş…”

Son yıllarda en kolay en hunharca harcanan kavramlardan biri oldu dostluk. Sosyal medyaya bakıyorsunuz herkes bir dost bir dost (!) Tanıştırırken “ …yıllık dostum, kadim dostum, can dostum,….” sözleri dökülür dudaklardan. Sonra bir bakarsınız birbirilerine yapmadıkları kalmamış, biri diğerinin kuyusuna kazmış, kötülemiş, iki günde düşman olunmuş!

Dostluklar öyle çabuk mu kuruluyor sizce? Kurulduğunda da ilk sarsıntıda yerle bir mi oluyor?

Bir dostumun aşk için kullandığı “Selpak mendili aşklar. Kullan at” deyimini günümüzde de dostluk için söyleyebiliyorum. “Kullan at”

Yüzyıllar boyu dostluk üzerine filozoflar, yazarlar, şairler ne çok şey söylemişler. Dost, sevilen, güven duyulan en yakın arkadaştır. Gönüldaş ve yoldaştır. Sevgi, vefa ve emektir.

Dünya üzerinde çok az insan vardır ki kendi hayatını yaşarken, başkasının yanlış yapabilme özgürlüğünü görebilen ve buna saygı duyabilen. O da dosttur. Dost; senin yanlışlarını görüp sana fikir veren, yanlışlarını görüp sana aktaran ama asla sorgulamayan; kötü zamanda bile sen istemeden yanında olan kişidir. Sana hırsız, sana katil, sana deli ve benzeri şeyler yakıştırıldığında da yanında olandır. Yoksa “yanımda olduğun sürece yanındayım” diyen kişi değil!

Aristoteles, ‘Ey dostlarım, dünyada dost yoktur.’ der. Günümüzde de savunulabilecek bir görüştür bu. Çıkarcılığın, yararcılığın, bencilliğin artarak geliştiği dünyamızda dost bulmak, dost olmak ve dost kalabilmek oldukça zor. Dostluklarda benmerkezciliğe hiç yer yoktur. Dostluk ikinin bir olmasıdır. En azından belli anlarda ya da zamanlarda tek yürek olup birlikte atabilmeli, tek yumruk olup birlikte vurabilmelidir.

Dostluk, birini zaaflarıyla kabul edebilmektir aynı zamanda.

Dostluğu kuran ve sürdüren erdemdir, diyor Cicero. Dost erdemli insandır. Dostluk, duygulu ve erdemli iki insan arasında kendiliğinden ortaya çıkan bir anlaşmadır diye ekliyor filozof Voltaire.

İyi dostluklar temiz hesaplarla kurulur. Masumiyet vardır. Masumiyeti kaybederseniz eğer Oruç Aruoba’nın dediği gibi çıkarlarımızı dostluğun dışına, dostluklarımızı çıkarın dışına çekip atamayız bir türlü. Çıkar uğruna dost olmasak bile, çıkarlarımız sırıtır hep dostluklarımızın içinden…

Baktınız ki çıkarlarınız dostluğunuz içinden hep sırıtıyorsa gönderin o dostu gönlünüzden sürgüne!

Güller, laleler, bütün çiçekler solar, çelik ve demir kırılır ama gerçek dostluk ne solar ne de kırılır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...